1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1103
Okunma

İleri Karakolun Adamı
Gözlerine ölüm istiflemiş bir adam
Elleriyle yürüdüğü bir dağı indiğinde
Ve birbirine küstürülmüş kardeşliğin
Geleceğinden daha çok geçmişi olan
Muhkemken müphemleşen kardeşliğin
Suskunluğunu dolaştırdı ağzında
Neşesi sokak sokak büyüyen çocukların
Ve her bir karesi beyazı süsleyen şarkılarla
Sevdalı gençlerin yüreğine basa basa
Geçti içini genişleterek büyüyen bir umuda
Denizlere varmış da üşümüş bir gülüşle
Sesini arayanları tutsakladı gölgesinde
Pazularında biriken beyhude öfkelerini
Ve dağsız dağdasız ölmüş yandaşlarını
Buyur etti ussuz bucaksız meydanlara
Demirliğini paslandıran bir nemlenmeydi
Göz çukurlarına dolan pişmanlığı
Ve diş ağrısı gibi yoklayıp gelen sancısı
Bir muhtıra bayrağıyla sayıklandı nefesini
Hangi ömrün sahnesine çıksa belaydı
Niyeti bir mevziiyi ele geçirse zafer
Sustalısında parlayacak işaret olacaktı
Yarını bekleyen ve yarın gibi duracaklara
Yani iyiden yana heybesini dolduranlara
/
Şimdi üzeri eguvanlı gönüllü bir mutluluk
Taşıyor adımlarını uğrattığı menzillerden
Ve içlendikçe semirilen şükürler ediyor
Aşık bile olabilir arzın ve arşın arasında
Herhangi bir güzellik yaftasına
Ve aklına koyduğu gibi yeniden sevebilir
5.0
100% (4)