50
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1629
Okunma

Eylül’dü ben böyle dokundum suya ve O’na
Masmavi duran çocuklar gibi onlara dokunan acılar gibi
Ağ atan o balıkçıyı o gözlerini yıkılıp duran şehirlerden
Çayını yarım bırak. Beni yarım bırak. Her şeyi yarım bırak.
Böyle dokundum ağlamaklı korkak bir güvercin
ve ısrarla aldığım her nefes gibi…
Ve ölüm
Gecenin ortasında kaldığım, sustuğum o günkü soğuk...
Bunu O söyledi: Gidersem…
Üşür müsün?
Yol yorgunu bir düş yanımızda
Gözlerim… Bu yalan.
Tuttuğumuz...
Ellerimiz...
Hiç unutmadım işte sabahları korkuyla uyanan o çocukları
Çünkü martı seslerini de ve senin ayak seslerini de
Ve yarım bardak çayları şimdi biz de susalım
İki uyumuş kıyıyı ve denize açılan vapurları...
-Durup durup saçlarına yapışan bu mavi şehirden
Ve ömrüne karışan bu acılarımdan kurtul -
Eylül’dü, işte ben böyle dokundum O’na
Simsiyah bakan çocuklar, kurumuş bir yaprağın sesi gibi.
5.0
100% (1)