6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1182
Okunma
Bu şiirimi ağabeyim, dostum, can yoldaşım, sırdaşım sevgili Salim NİZAM’a ithaf ediyorum;
Zamanın terkisinde dört nala geçer yıllar
Camların buğusunda isimler yazar yağmur
Bir nefeslik anlarda düşler kurar, efsûnkâr
Kirpiklerini eğer bakar gözleri mağrur
Zamanın terkisinde dört nala geçer yıllar
Yelelerine dolar, uğultuyla bir rüzgâr
Bilinmedik diyârdan üstüne yürürken biz
Karanlık dehlizlerde el yordamıyla arar,
Uygun bir yol, bir rota, sonsuz bir kulvar, bir iz
Yelelerine dolar uğultuyla bir rüzgâr
Aşılması imkânsız, yüksek, yassı bir duvar
Olduğumuz taraftan algılarız sadece
Yeraltından bir geçit, gerçekliği pek yorar
Peşi sıra suâller... Epey çetin bilmece!
Aşılması imkânsız, yüksek, yassı bir duvar
Fâsit bir dairede yalpalar durur, esrik,
Bir kaçış yolu arar günyüzünde, karanlık
Fâni olmanın hazzı mesefalerde eksik
Menzillerde kaybolur, görüntüsü bir anlık
Fâsit bir dairede yalpalar durur, esrik.
Zamanın terkisinde dört nala geçer yıllar
Asılmışım yulara, kaymasın ellerimden
Nâfile! Vakit geldi, geçiyor hep târûmâr
Son düzlükte, firârî ruhum göçer derimden
Zamanın terkisinde dört nala geçer yıllar
Bir nefeslik anlarda düşler kurdu, efsûnkâr
Yelelerine doldu, uğultuyla bir rüzgâr
Karanlık dehlizlerde el yordamıyla arar,
Aşılması imkânsız, yüksek, yassı bir duvar
Yeraltından bir geçit, gerçekliği pek yorar
Nâfile! Vakit geldi ve geçti, hep târûmâr
Zamanın terkisinde dört nala geçti yıllar
Fâsit bir dairede yalpaladı hep esrik,
Fâni olmanın hazzı mesefalerde eksik
.
.
.
Zamanın terkisinde dört nala geçer yıllar...
NOT: Bu şiir MORTAKA Şiir ve Kent Kültürü dergisinin 2006 Güz sayısında yayınlanmıştır.