7
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1764
Okunma

kara bir cop kükrüyor sokağın kuytusunda
buza kesmiş bir çığlık
kargatulumba sarp gecede
yılankavi sürükleniyordu
kan izleri delik deşik
–bir karıncanın yasını tutmak gibi bir şey… –
neyin kavgasını vermişti
kıyısına toplanıyor
‘’ışıktan ürken insanlar’’
ıslak sisler altında bir kıymık
-güneş’in ayakları var mıydı
neden düşmezdi yıldızlar –
merakına ilk bıçağı kara önlük saplamıştı
ilk arka sıralar bitirmişti yaşamla hesaplaşmasını
gotik bir kasvetti çocukluğu
kayıp diyarların doğu kuşu
buza kesmiş bir çığlık
– bir yanağın masumiyetinde
ilk aşkın toyluğu
ılık koruk öpüşmeler…-
önce kulaklarına tıkaç
sonra
zincir takmışlardı gözlerinin oyuklarına
dilini paketleyip
kalbini budamışlardı
– kimdi bulutlara resim çizen –
faili meçhul topuk ansızın iniyor sırtına
koşan nabzı soluklanıyor
’’unutuyor bütün düşlerini’’
soğuyor külleri
sahi gandi ‘nin var mıydı yel değirmenleri
gökte sabah kızıllığı…
gönül gençyılmaz
5.0
100% (5)