1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1661
Okunma

güz sessizliğine bürünüyor şehrim
kor kızılı gözleri
kinle beslenen toy yüzler geliyor aklıma
bir sigara yakıyorum
sararmış parmaklarım titriyor
alev alev
gamlı bir duvar gibi
çöküyorum banka
gazeteden yorganına sığınan bir evsizden
canhıraş kaçıyor gözlerim
insanlığımdan utanıyorum
olta atıyorum geçmişime
gülüşleri yüzlerinde donmuş
çocuklar takılıyor
kehribar gözleri mavi bakan
şaha kalkıyor hüzün ırmaklarım
kömür karası
ne çok yitik var şehrimde
güz ağaçları ölü yapraklarını savuruyor
yüreğime
üşüyorum
gecenin kör vaktini
şuh kahkahalar çekiyor
her yerde acı tütün kokusu
kuşların uyuduğu saatte
sokak çocukları misket oynuyor
mendillerini
sularını
boya sandıklarını bırakmışlar ağaç dibine
şehir durmuş
yıldızlar ay gezegen onları seyrediyor
ölüm
açlık
susuzluk
korku
ve dahi
gecenin çirkinliği
yaklaşamıyor onlara
gülümsüyorum
yürüyorum
yürüdükçe
eziliyor düşünceler
adımlarımda kızıl sarı yapraklar
ebemkuşağı renklerine öykünüp
boyamak geliyor içimden şehrimi
renk renk
karanlıkta
aydınlık yüzler çiziyorum
yaşanası bir dünyaya sığdırıyorum şehrimi
sokuluyor yanı başıma
küçük adımlarla
umut
bütün tutsak kuşları salıyorum
gönül gençyılmaz
5.0
100% (3)