3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1778
Okunma

Bir âşık ne kadar yorgunsa
İşte o kadar yorgunum yolunda
Sol yanımda menzil sevdası,
Sağ yanım türküler söylemekte umarsız
Lakin ne yorgunluk derdim, ne susuzluğum sana
Saba rüzgârlarının ruhuma değmesi gibi,
Huzurluyum işte vesselam…
Bir adım atar, bin ah işitirim ukba’ya giden
Yeşil mi yeşil, eser geçer kirpiklerimden
Yoldaşım cennet kuşları
Ardım sıra bir ezgi söyler melekler
Senin yolunda ölsem, ey aşkın özü!
Susmaz mı evren?
Güruh kıskanır adımlarımı attıkça yolunda,
Vaveylası bir hoş olur yorgunluğumun
Semavi bir düş düşer usuma
Acaba yağmur yağarda,
Ben ıslanır mıyım yolunda…
Yoldayım işte, usumda istiklal soruları cevapsız
Topuklarımda pıhtısı kanların,
Ha damladı ha damlayacak turaba
Korktum! Kan tutar mı beni acaba?
Yoksa yine bana mı düşecek ölmek?
Şems sustu akşamın ayazında
Kamer düştü gölgemin gölgesine
Sustu mu şuaları yıldızların
Bir nazarın ram eyler beni hülyalara…
Yolunda ne kadar düştüyse gardım
Huzurdan bir o kadar secdeye gitti alnım
Ne kan umurumda, ne yaraları gönlümün
Menzil uğruna gelse, değmez mi ölüm?
5.0
100% (2)