0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
653
Okunma
Gidebilsem gelir miydin ey gönlüm?
Dünya denen bu hengâmeden
Üstelik gidilmeden varılır mı gelmenin keyfine
İnan, her halükarda idam sehpası yerimiz
Gün ağarınca sona eriyor işte,
Boynumuzda taşıdığımız saadetimiz.
Görebilsek keşke,
Yanımız yöremiz yara bere içinde
İç çöküşlere sıkışmış çocukluğumuz
Annelerimizin ellerinde saklı ilkbahar
Varabilsek ilk ve sonun ruhumuzu saran farkına
Saçları okşanan yetim gibi olurdu yüreğimiz.
Üstelik sabrın selamete visali var mıydı görülen,
Belki de yaşanılan zerre miktar duygu karmaşası
Gelip gidecek ömür, bir hayal hanesinde
Ve bir nefesin ilk ve son kez üflenmesiyle
Başlayacak kaçışlar
Kalp sermayesiyle…
Toplu mezar buhranı dar-ı Dünya
Neşenin yeri dipsiz kuyu
Ve huzur;
İltica ettiğimiz gönlün yalnızlığı
Birazda;
Üzerimize düşen ilmek ilmek
Kırk ikindi yağmurları.
Olabilmeli mutlaka heybemizde
En müspetinden malihulya
Lakin hiçliği bilmeli yine her halükarda
Bir lahza halel etmeden Aşk denen gurbeti
Umulur ki, bir mecnun çeşmesinden
Bir Leyla bahçesinden
İçilir kana kana şerbeti…
Oysa bir tomurcuğun yağmura hasreti
Bir aşığın sevgilisi için uzleti
Ve bir kalbin bülbül kesilmesi
En elzem farkındalık zirvesi…
5.0
100% (2)