0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1260
Okunma

Öyle bir yer ki burası
ceketini atıp benden bu kadar diyemiyorsun
mecburiyet bir karanlık gibi sarıyor her tarafını
herşey yasak
her adımın isyan birikintisi
bir dirhem,bir dirhem daha tükeniyorsun
çığlığını gömdüğün bir ranzanın soğuk demirlerinde
ağlamanın bile yasak olması
daha çok ağlatıyor adamı
koğuş kalk sesleriyle bölünüyor uykuların
elin,ayağın bir telaşın hapsinde
ve hapsindesin cam bardakta bir yudum çay içememenin
parayla değil,
sırayla ümit etmek.../
kapılıp gidiyorsun gökyüzünün yalancı griliğine
gözlerin ucuz bir sigaranın soluk dumanında uzaklaşıyor
iç çekiyorsun hiç yoktan
bedenin olmadık sebeblere teslim
yastığının tuhaflığı, ıssız battaniyen
göz kapaklarının katili
bir,üç nöbetine kaldırıyor seni bir önceki tertibin
titrerken yabancı elleri
zulada hazır bekleyen
ince bir memleket türküsü kemiriyor dudaklarını
parmak uçlarına, iliklerine kadar ısınmanın endişesinde
doğacak güneşin voltasındasın...
ansızın rüyalarına karışıyor
üst devrenin kulaklarında irkilten boğuk sesi
yat,
sürün,
çömel,
kalk...
İBRAHİM YALÇIN ( 11.Bölük 5.Koğuş ) İskenderun/ HATAY
01 MART 2011