3
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1586
Okunma

Zeval b/akınca güneş badire sızmalardan
Serçe düşer ansızın süveyda hançerinden...
I/
Mevsimsiz tomurcuk
Körpe fidan dilinden
Ana sevdası gibi…
Yarım kalan vazgeçişlerin yol ayrımında
Ilık bir hezeyan baş gösterir
Hayat sayfaları eksik bir kısır döngü
Dilekler yanılgıyla avuçta söndü...
Hep böyle olurmuş malum tökezlerin sancımaları
Kuşkulu hüviyetler kül renkli sonbahar kimliğiyle
Gizli kusurlara saklanan tutkular albenisinde
Bir elin tersiyle sükûtu savurmanın adıymış şamar...
II/
Puslu kirpiğin ucunda
Güneşle esmerleşen
Çisil çisil nagehan
Sanırsın ki ölü bir ırmak dolan yaşlardan
Öylesine bitap, öylesine dingin gözyaşı
Kaygı anaforlarından
Sitemle doğan...
Ahirlik busesi bir beyaz şilte
Kenevir tohumu uyuşuk tende
Vurulup düşer düşler sessiz sedasız
Bir uğultu koparır rüzgâr
Bir ok saplar nefese
Kısılır özlemin sesi el ayak çekilince…
III/
Yokluğun yamacında elif esmekte
Mim dudakta inzivaya çekiyorken narayı
Mühürlü kalp çapraz boydan ah çiziyor sılasız
Şüheda düşeli hüzün zal derde
Gün düşer ağıtlara zalim erkete...
Toprağın çehresinde ferda esintileri
Göğe saplar hüzün sadâlarını
Alarga pençesinde korkunun o kirli tırnakları
Yırtar geceyle c/esaretin garbını
Yaşam beyhudelikte başıboş divanelik
Yılan ısırığında avare söylemlerde
Sağırlaşmışız umut dilene dilene
Kör bakmışız dört mevsim kül olurken türküler
Ürpermiş cemre Harran çölünde
Ahh ne badire aman vermez
Ne sızı zehirli dikenlerden...
//Girdabında yüreğin ateşe yürümek
Gömleği giyinip hayat büyütmek
Uçurum kenarı yâr//
Biteviye hayat hikayeleri…
Not:Kandiliniz sönmesin.
20.11.2009