4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1600
Okunma
Gugukçuk kuşları ve alçak tavan
Pamuk Anne’m gölgelenirdi bağın altında
ekmeği bile yerdik yavan
kuyuda karpuzları soğuturdu Dedem
bir perçem saç sarkardı
alnından kaşlarına bembeyaz
Pamuk Anne’m beni pek severdi sanırım
hiç ayrılmadı çünkü benden o yaz
Sabahlar serin düşerdi kasabaya
yalınayak gezerdi
cıllık yapardı şımarık torunlarına
önlerine özenle dizerdi
reçel çalınırdı arasına
tabii bir de tereyağ, köy işi
ona Selme Hanım derlerdi
o civarda yoktu onun eşi
Beyaz ve Pamuk
Hem yumuşak hem saf
ninem kadar en az
neşeyle geçerdi bütün yaz
Pamuk Anne’m öpmezdi beni
koklardı
sanki yüreğimi yoklardı
ben pamuk yanaklarından buselerdim
Sabah Ezanı okunurdu
namazını kılar
yeni türkçeden Kur’an okurdu
sayfaların ruhuna dokunurdu
seni şimdiden özledim Pamuk Anne’m
vuslat dünyada hayal oldu artık
perdeler çekildi önümüze
hüzün çöktü beyaz yüzümüze
(Gugukçuk Kuşları hüzne ötüyor şimdi
yalnızlık senfonisini
ağır ağır çalıyor
alçak tavanda)