8
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1885
Okunma

Ölümü avuçlarında taşıyan kadınlar gördüm
Kalp kapakçığında paslanmış gözyaşları biriktiren çocuklar
Ve ağlak sevişmelerin tükendiği yerde yeniden dirilen adamlar tanıdım.
Acı zihnimdeyken hayat boşluğundan kovulmuşluğum var
Bu yüzden yarım kalmış sevişmelerim en tutarsız soytarım
Öpsem, yetimliğim jilet kesiği gibi kırıp dökecek içimi.
Tanrı’m, acım
Sevgili ruhum, öğrendim ölmeyi
Bir saniye düşünmeden teslim olmayı da.
Esmer bir adamın yatağında aç kalmayı sahiplenip
Dünyanın odak noktasına sahte ayrılıklar bağışladım.
Güldü, üzüldüm...
Çelimsiz yaşam hikâyelerinde ağlaştık daha çok
O, bir geminin bel kemiğiyken
Kırık dökük filikaların çığlıklarına peşkeş çekildi umudum.
Binlerce sen gördüm
Tanrı’nın hayra yorduğu çelimsiz hikâye girişlerinde.
Aklıma ucuz ayrılıklar geldiği vakit anladım
Çoktan geceye dönmüştü gün.
O ağladı, öldüm...
Seni anlattım
Tanımadığım, sırf soluk almak için yaşayan kör zihniyete.
...
O ki, kanında ince bir sızı olan lâ
İltihap kapmış dudaklarını düşünüp
Kirpiğinde asılı kalan yağmurun şah damarından öptüm.
Sustu, içimde çocukluğum soldu...
5.0
100% (2)