21
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
3103
Okunma


Ayrı coğrafyalarda
Aynı kavram kargaşalarına uyanırdık
Eylül çocuklarıydık
Hangimize denildi ise, “doğduğun mevsim güzün”
Çoğalırdı günbegün
Alnımıza perçem misali düşen tarifsiz hüzün
O kahırlı gurbet akşamları yok muydu Şiyar
Bağrımızda yaman bir figan / ki inadına dururdu devran
Mevsimler üstümüze basarken pervasızca
Anamızı ağlatırdı bu kahpe dünya
Nasılda ayandı tabanlarımıza can kırıkları
Yalınayak arşınlardık çıkmaz sokakları
Ne vakit yanlışlar götürmeye başlasa doğruları
Zülfikar misali bir suskunluk sere serpe uzanırdı yamacımıza
Katli vacip olurdu, cinnet saatlerinin
Yılmadan teyellerdik düşleri, gerçeğin tan doğumlarına
Sen ki aynamdın Şiyar
Sen ömrümce süren davam
Bilenmiş bir kılıcı boynuna dayamak gibiydi o vakitlerde aşk
Ne mümkün gezmek, dolaşmak
Ne mümkün sevdaya bulaşmak
Kaldırımları uzun adım arşınlardı entel, dantel ayaklar
Hatırlasana Şiyar
Tam da geçiyorken buselik makamından
Çengel atılırdı da, kan damlardı dudağımızdan
Yakut kızıllığında bir arya yükselirdi gecenin avurtlarından
Sen ki kavgamdın Şiyar
Sen daimi sevdam
Ne zaman bir cümle kurmaya kalksam
Alfabemde ki harfler sıralanır
Elif’ in yerini y alır
Y’ nin yerini mim
Sen niha-i yeminim Şiyar
Sen niha-i yeminim
Not:Arap alfabesinde ilk harf Elif,son harf Y dir.
Rukiye Küçük
DEĞERLİ SEÇKİ KURULUNA VE YORUMLARIYLA YÜREKLERİNİ ESİRGEMEYEN TÜM ŞİİR DOSTLARINA SONSUZ TEŞEKKÜR VE SAYGILARIMLA:)))
5.0
100% (16)