1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1799
Okunma

Akşamlardan bir akşam, makamı hüzzam
Caddeler sırılsıklam, Akdeniz üryan
Ay geceden firari, akmıyor kahpe zaman
Yeniyetme bir poyraz perdeyi kıpırdatan
Zehir zemberek susarken dudaklarda her kelam
Varlığı mı yokluk, yokluğu mu varlık
Kavramların gölgesinde yas tutuyor meram
İnce belli bardakta demleniyor kederim
Çisil çisil ağlıyorken asuman
Anlatamam
Göğsündü zulam
Mevsimlerden bir mevsim, şakaklara yağan kar
Kahpelik kol geziyor, puştluk Allah’ına kadar
Keder biçiyor kader, oysa aylardan ekim
Yarını olmayan bugünü ben neyleyim
Dönüşü yok geriye, yerinden oynadı taşlar
Cümleler kırılgan, ekmeğe katık yaşlar
Bilmek mi anlamak, anlamak mı bilmek
Öznelerin dehlizinde kayboluyor manalar
Ummana karışırken vadide ki ırmaklar
Anlatamam
Kirpiğindi sılam
Dizelerden bir dize, kehribar misali saçların rengi
Elleriyle raks ediyor perçemlerin ahengi
Dudaklarında mey, gözlerinde kan
O sessizlik ki gök gürültüsünü andıran
Sualler patikadan sürünerek geldi
Cevaplar sabırların boynunu eğdi
İşitmek mi duymak, duymak mı işitmek
Seslerin limanından sözler gemiye bindi
Kıyamete ramak kala girilen bir kabirdi
Anlatamam
Ağırdı sevdam
Ve şiir yazıyordu bir şiir adam
Ağrıdı sevdam
Rukiye Küçük