4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1572
Okunma

Dökülünce ormanın saçları
Ay çevirir abajurunu
parlak sisleri
Ve rüzgar çalıyor
çember içindeki akbaba gibi
Yıldızların aklını
Avlunun taşlarına yapışmış
uyuşmuş parmakları kuşların
ve göğün dalında
hala yanıyor bakışları
Sabah duyuyormusun
Kırağı bilemekte tamburu
Ve mumları
Altın renkli vuslat
Ve kırmızı yaprak
köpük bir ürperti gibi
kuzey rüzgarı dalında
güneşler uyur
pus içinde
Bin kırmızı yaprak
rüzgardan bukleleri
Bin altın varak
ölü ağaçların dalında
Güneş monoton titreşiyor
Bem beyaz derinlikleri
don yaklaşıyor bak
Büyük ahşap evler odalkları
tutun titreyen kalpleri
orman eski zaman kuşlarından uzakta
Ve altın fısıltıları arıların
Elveda, sonsuzca şakıyan çılgın baharlar
Duyuyorum, titriyen düşleri
ağaçların ateşli kalbi nasılda yavaşladı
Sonbaharın sessizliğinde
uykuda
yardım edin yapraklara
oysa gölgem bile susuyor bana
Güzel sonbahar
genç bakire gibi kırmızı yanakları
ısırmak istiyorum
bütün dudakları
sonbahar sarı elma
bekliyor azat olmak için
demir çeneler arasında
ben bahar istiyorum hayallerin fışkırdığı
meydan okumak için
Kış aylarında can sıkıntısı
Her şey tavan arasında
buğday tarlası kadar güzel değilki
buğday tohumu
ne olmus geçmişe?
Ben gelecek ektim
Kurutulmuş yapraklara
Rüzgarda koşabilecek
siste donup bir akşam
tütünde dudakları
mısır varsa kilerinde
unutmana izin var
yaşam aynı anksiyete ile
eğilmiş yürüyen acı,
Ve çok az varlıkta, çok az özgürde olsa
Sonbaharda bir leylek
ilkbahar olduğunu sanıyor
bekliyor şaşırıyor
Renkler niye monoton diye
Kötü hava koşulları,
kimseyle buluşmayan
rüzgar bile
aniden patlayan
göğe bir yol
Ve gürler ileriye
sisler içinde bir nehir
ve asla
Kırlangıçlar sevmez sonbaharı
bir rüzgar sesi
kapıyor kanadımı
suya düşüyorum
Ve bilmiyorum yüzme
sırtında bir dal kuşun
yaprak dökerken şakıyor
Sonbahar yay oluyor
keman inilti
batıdan gelen rüzgar
üzücü şeyler fısıldıyor
Ve kuş yalnız ağlıyor
karanlıkta mercan çiçek açıyor
yaşlarına parelel
Ve dal ve serçe
saf gri siste
nostaljileri bile evlendi
Gecenin gizeminde
Çim çok güneşliydi oysa
Yeşilce menekşeler
yorgun yanıyor günün nefesleri
değirmenlerin kanatlarında
Doğa, bir arı gibi
yorgun ve bal kokulu
Rüzgar ninniliyor çiçeklerleri
tüm yaz kızgın uykuda
ışıklı örümcekler bile
akmada lâl boyunca
Güneşe düşlerimi geçirirdim
Yüzen gölge sıcağında
Uzun öğlenlerde sarhoş
keçinin tırmandıgı kızıl tepe
yükseklik korkusu dudaklarında
rüzgar ufukta
Uzayda ayakta evleri
çavdar tarlasında işçiler
Frenk üzümü çekirdeği var
Büyük nasırlı ellerinde
Ağır akşam uykulu hava
Hasata yaslanan
Ey ruhki, sıcacık ve istekli
Ve yorgun kulakları
Sonbahar sabahı sevinçleri
sıçrayan masum elleri
yürek bir ırmak gibi diri
titriyor yaprakları
insani arzuların yumuşacık geceleri,
vücut ki söğütler gibi yere eğili
eller ki omuzlara eklenmiş
Gözler ki ağlıyor ellerinin çukurunda
mevsimlerin mutlu rüyaları
şimdi ay ve güneş
Tadını çıkarıyor kıpkırmızı rafların
aşık ruhların kenarında
5.0
100% (1)