Bir çok ismi vardır ayrılığın
Çocuklarda
Oğlum, kızım, derken
yaralarını kazıyorsan
üstünü çocuklar üstlenirler


Bir çok ismi vardır hayatın
Rüyalarına süzülürken gözler
Bir film şeridi gibi
Yaz saati uygulamasında
Bir yüzün duvarda
Kenarda kıyıda gizlisin

Bir çok ismi vardır çiçeğin
Bezgin bir son bahar sabahı
Yollarda
Ümit ti belkide
yada hep tersine saran
yada hep geri sarılmış
dönüp dolaşılan kıyılarda
yada gidilen her yerden
çabucak dönmek gerekti
hep aynı kıyılara
yada bir seraptın
içimi ısıtan
ya da bir Semahtın

koşturan çocukça ayaklarımı
ağaçlardan düşüyordum sana gelmek için
yastığımın altında sana kirazlar saklıyordum
sen benim hayalerimin yenilmez kahramanıydın
seni ben elbiselerime çiziyordum gizlice
annemden saklıydın
hayat beni sensiz büyüttü oysa
yada eğdi, büktü dallarımı

bir çok ismin vardı senin
Yada akdeniz de bir limandın
portakal bahçelerinde
karbonmonoksit yutan
kükürt kokulu sokaklarda bir çocuktun

aslında zamandı
leylaklar hediye ederken
balıklara sorulan
sorular
çocuklara dairdi
ve zaman
sana ait bir yaban ormandı

ne tuhaf sesin değişiyor hep
oysa önceki hayatında bile
durmadan siğara içiyordun
oysa
tek eksiğim
zamandı
şişenin dibindeki damla gibi
gözleri yaldır yaldır


oysa sen hala kapı zillerini
çalıp kaçmaktan mahcup
ne yuvasız kuşlar
ne de kirazlar umrundaydı
paldır küldür geliyordun
şehrin harabeleri arasından
onulmaz bir yara
günahsız bir günahtın
yada uzun havalar çalınırken
karşıma çıkan zeybek
seni ben tutamamaktan
muzdariptim


namlunun ucundaki kurşun bile
korkardı senden
yine bir ürperti gecesi
yine kırılan zeytin dalları
ve ben hep ceketimi alıp giderken
sen hep ne kadar uzaktın
seni bırakıyordum ardımdan
sana geliyordum hep yeniden
ve senle başlayan her şey
bir milletin yok olması gibiydi

bir kaç milyon yıl sonra
yüzlerimiz nasıl olacak düşündünmü
bu şehir
bu insanlar
sevdalar
bir kaç gün kendinden
nefret edersin geçer

....