5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1475
Okunma

Bir flût sesinde,
kanat hışırtısı hafif esintilerinde
dallara doğrusun belli
Ya da fısıldayan dalgaların okşadığı kıyıları
Ya da güvercin sesisin
suların kenarında oynamadasın
sirenlerin ruhları çıldırtan şarkısı
Göklerin ilahi sırları
Yada uçuşan bir ruhun içinde,
Aşık melekler kelamsız konuşmada
Kalplerden gözlere doğru
Yavaşça görüntülerde salınarak
Göğün bulutlarını yüzdüren rüzgar gibi
mor mevsimlerde
Kulağına fısıltıda
Gözlerini aç ışığım
Göz kapağını okumama izin ver
Hayatım aşkın senin!
sabah ilk aydınlıktan aldığım ışık
gözlerim gün görmeden henüz
uykuda, beyaz güvercin gibi
ince boynun deniz kuşunun kanatlarını düşünür gibi
Ve kirpiklerini kaldırırken rüzgar
yüzdürüyor hala bir rüyanın gölgesi
Mayıs uykusundaki güvercin!
Ayın yarı çapını beyazlatan iki dalga
Bırak nefes alayım yakut dudaklarında
iki ışık dalgasının iç içe girmesi gibi,
Ve taşımada
titreyen bir alev yürek içinde
bakışı aşkın
ışığı saklıyor gölgesi bulutun
sabah gözlerini yıkamada sende
Görünen, bir şafağın uyanmasında
Sabahın damlarını çiziyor boyuyorsun
Göklerde gölgelenmede kokun
Konuş benimle! Sesine dokunmama izin ver!
Ağzındaki her kelime
bir melodik yankı mı!
sesin kulağımda son nefesini verirken
Ruhum çınlıyor uyanırken
Tanrıların sesinde bir tapınak gibi!
kelimelerin kesintiye ugrayan anlamı,
sessizliğini duyuyorum
parkın çimlerinde
dalgaların fısıltısında
dudağında sona eren ses
Bir şikayet, bir yarı gülümseme,
Kalbim işitiyor her şeyi kolayca
bir semah açılışı
rüzgarın nefesi
saçına yüzünü gizlemek niye
parmaklarım bulut kaldırmada
kızarıyormu güzelligin ne
sabah ve sen pembe çiçekler gibi
Nikabın! gökler utandı! gizemli içgüdü
parlayan her sey daha fazlamı kapanmalı
Sanki güzellik, ilahi görüntü,
Gökler için yapılmış olmalı
Gözlerin hayat kaynağı
berrak bir gökyüzü boyamaya gelir
her sabah
ve maviyi keşfederken bulur kendini
berrak su da görüldüğü gibi
Kuğu çarpıyor havayı sanki
Bir bulutsuz gecede
Günün teklifine hazır
dudağın gülümseyecek çekilir
yörük nefesin
terkettiği kıyılardan
davet ettiği bakışlar
Saymada incileri
salkım söğüt dalları gibi
Bir serçe ağırlığı
Her nefeste isyan eden
Kalbinin hafifçe ağırlığı
iki güvercin gibi
kanatlarını çırpamayan
mezaramı gömülmeli
ellerin ne güzel senin
güne izin veren
Parmakların kırmızı gül
Ödülü hayatın
Sarılan çimlerin üzerinde
Dinleniyor ayaklarında zarafet,
ilahi bir enstruman olarak
en ufak bir hareketin
mavi gölün kenarında bir tepe
alnı hafifçe yeşile meyilli
suları seyretmek için olmalı
Berrak bir gökyüzü gibi
Orada, bir uçurumun oyuk tarafında
karanlık bir mağaraya güvercin yuva yapar
Aşk inlemeyi sever
şeytan azapta
gece ve ayrık gölgelerde gizli
ömür mor ışıkları muhafaza etmede maharetli
ürkek renklerdeki kubbe
Ve alnınızın üzerine damla damla dökülmede
Çıglıkları yağmurların
belli belirsiz ağlamaklı bir şey
sahilinde uzun bir öpücük gibi fısıltılı
Veya zefir sesi,
Veya inledi ritmik sesleri
Kendi iç geçirmelerimizin
Çiçeklerin yüzlerini kapatması yakın
günün baygın bakışları
Bu senin gök yüzün,
kaldır! perdeyi kaldır
Aydınlat yerin karanlığını
Konuş, hayal et, iç çekme şarkı söyle
Gözlere ziyafet değil
Bu senin göçebe bakışın
bana gül tutam olsun
sefkatlice saran örtün,
Ve yatağın yakınında
Bırak ilişeyim ayak yanına
Ve düğmeleri varlığının
Parmaklarının renkleri altında!
Mutlu bir pembe
sıkıştıran dudakların gibi
çiçek bagımlısı bir arı !
Eğer zambakların dalgasıysa devşirdiğin
sürükle solgun kehribar renkleri
yapraklara sinen kokularını
rüzgar bir hurda gibi getiriyorsa bana
Eğer rüzgarlardaysa dudakların
Sadece dalgalanarak gel
Dudaklarımın kıyısına dokunmalar gönderen;
nefesin yankılanıyorsa
alnımı titrerken buluyorum sende
hatırla mübarek bir saatte
tanrıların müşfik ellerinde
Hayatıma yayıldın
Yol ve gölge gibi.
Artık hayatımız zincirleme
bir tek gün gibi akan iki gölge
Bir fincan ki hep dolu
Dudaklarımda uzun vadeli
Bir gün buz gibi bir nefes,
Soldurur renklerini eski bir çiçek gibi
Ve nefesi dudaklarında solarken
Ne kısaydı öpüşmek sütten bile kestin oysa
Taze sezonlarında
Ne zaman belleğin kıyıda kenarda
eski aşk resmini ararsa
Kalbimin içinde baksana!
Ve son geldiğinde
Zaman üflenirken sura
Sen ve ben birer meşale
yatağım senin yanına uzanır
Ve sadık ellerin kucaklar ellerimi
Türbenin yatağında
sonbaharda
aşık kuğular
yaşamak örtüşür birleşik kıyılarda
Ve birlikte serin iklimlerde
ikişer ikişer uçuşmada
5.0
100% (4)