6
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1968
Okunma

Bak hele sevdiğim iyi düşün taşın
Bizim baktığımız gözden ötesi
Bu muhabbet her insana rastlamaz
Haktır kelamımız sözden ötesi
Yedi renkten beyaz aldık ek ile
Kavgamız bulunmaz şüphe şek ile
Doksandokuz kelamımız tek ile
Bir sıfatımız var yüzden ötesi
Can mekanı kemik deri nicedir
Hal ehlinin akan teri nicedir
O tatlı sızının yeri nicedir
Hak bir tek bir dedik bizden ötesi
Deliliği şeref gördük şan gördük
Bu dünyayı viran olmuş han gördük
Sefaiyem dağda taşta can gördük
Bizi yakan ataş közden ötesi* (Sefa-i)
Gecenin ortasında bir akşam
Bitirdim savaşı
romantizm arayan bir kafiye şiir yurdum
küserken anlamadımmı seni
Nazlı gelin
Azmı sevdik seni nedir
Altın tozu yollarını başı bozuk yaylalardamı bulduk
Bir gece harıtayı içime çizdim
Ve size
Bütün dereleri bıraktım
zambaklardan öğrendigim nazlı aşk
O güzel dağların uyumlu sûtunları
içimin haps ettigi sesleri
nazlı bir senfoni gibi varlığıma iz düşümleri
Ve senin göklerinin yıldızı değilsem artık
ilham oksasın serin yüzlerini
Kalemin özlediği sözler gibi
kağıt aklasın seni
oysa hala senin kışlarını ısıtmaya çalısıyorum
Günün modası olarak giyinmeli yeşil
ilk baharlar ilhamın olabilirdi
Orada doğdu gün ve deniz
memleket rengi gibi ak ve temiz
türk, kürt, çerkez, ermeni biziz
Güneyde durup dolaşan cesaret gibi
avlıyorlar hala cesedimizi
zil çaldığında bin bilmem kaç yaşındaydı
Sam Amcalar barış için geliyordu
aleviler, sünniler bir gerçeğin farkına varıldımı bu gün
Yaban şehirlerde sürgün ışıklar aranıyordun
Anladınmı ortak düşman neydi?
Ama uykusuz geceler gemi güvertelerine önemsizce sıgınıyordun
uzak kokular soluyordu sular
Terkedilen basiretin terketmeyen toprak kokusu
Ejderhanın dans ettigi ihtişamıydı anadolu türküsünün
bir yaşkı maceraların ötesindeydin
O nefes veren zengin kültürde
eski çam gölgesinde çay içmekte güzeldi
bir kaç incir toplarken bahçeden mükemmel zevk alıyordun
Ocagıma dikilen incir agaçlarını saymakta güzeldi
omzumda amerikalı papağanlar vardı
bu geceleri var eden umitte eridimi
bitti zorlukların geceleri diyordu
eski söğüt dalında hıçkırıyor ağırlıgı
beklemede Sezar arka plandaki mozaik
çöle gitti serabı fethetmeye
Nil’in timsahlari gibi uslandırdınmı içini
sokak kedileri bile duyuyorlar ağlamalarını
Akılsız oyunların yorgun savaşçıları
saraylar dibinde şöhretleri
Bögürtlen kokusu buldunmu tenimde?
Hala evleri yakıyormusun
herkesin hayran oldugu burnundan
bir öpücük getirsene
Çaldığın her şey hediye
Bohçanda ne var
Otlu peynirleri bırak
Onlar Asya hatırası
Bogazında ekmek kırıntısı
Tandırı bırak
O Konya yerlisi
Çeşniyi, halayı unut
Nedir bu inadın
Ha bogaz içi
Ha Van gölü
Ha Diyarbakır
Hem Anadolu
ismi hepimizin
5.0
100% (5)