RÜYA KAÇAKLARI
/sana söylemiyorum ama yüzümü yatağımdaki boş yastığa bastırınca
çok uzağımdan bir tek tel bile olsa, saçın hala karışıyor sakallarıma…/ hani bir rüzgar eserdi kol kola yürürken, muhtemelen boğaziçinden saçındaki bütün anarşist tellerde, isyanlar başlardı ya kendiliğinden işte o tellerden dün gece biri, müebbet bir firari gibi rüyama giriverdi ben bir koca gemiden taşan dalgalarda, ıslanan ayaklarına bakarken nasıl sırılsıklam oldum ve nasıl şaşırdım bir bilsen… * /uyanıp bir sigara daha yakıyorum işte bunun için, o saatinde gecenin saçın diyerek okşarken sakalımı, kokusunu içime çekmek için teninin…/ hani sigaramın dumanını üflerdim açığa doğru da, bakışının inadına sır olup bir geminin bacasına karışırdı ya, lodosu yüksek bir havada işte dün gece rüyama o sigara dumanı geldi, kokusunda bakışının izi bir filikaya saklamış pusulasını da, dümenini savurmuş senin yoluna öyle çektim ki yeniden içime, rüyada bile olsa…. * /ve böyle yaşanmaya başlar, huysuz satırbaşları altında çıplak arzular bahane olduğunu unutur güneş, kendini gece lambasının içine saklar…/ hani saat değil de bakınca güneş hatırlatırdı, ne kadar da acıktığımızı ama biz sevişmek isterdik nedense, bir kenara bırakıp çatal-bıçağımızı işte dün gece rüyamda gördüm inan ki, açlığımızın o davetkar sesini asınca hayal merdivenlerine tırmanıp, güneşin üstüne gece lambamızı nasıl anlatayım sana, bir keşif gibi o an heyecanımızı… * /bahçemdeki kurumuş dal kırılmasa ve bunu sen söylemesen kulağıma bu rüyadan ben hiç uyanır mıydım, seni alıp kaçarak olsa da yanıma…/ hani olacak şey değil bu mevsimde, ama bazen bir sıkıntı düşerdi içime ne bileyim kuru bir dal bütün dalları, kurutacakmış gibi gizli bahçemde işte o soluk alamamak vardı canımın içi, dün gece rüyamda gerçek gibi ama sakın sorma neden diye, bilirsin söyleyemem söylemek istesem de en iyisi galiba unutmak bu rüyayı, sebebini saklayarak içimde… Cevat Çeştepe |