2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1006
Okunma
bir şafak kızıllığındaydım,
potemkin güvertesinde, bütün topların aynı anda patlamasıydım
.
şafak kızıllığında sevmek seni canımın içi,
seni sevmek tepeden-tırnağa, katıksız ekmek gibi sevmek memleketi
uzak dağlarında koklarken saçlarını, ayak izlerin kumsalda kum tanesi
yani doğumdan başlayan bir kavga, susmayacak çığlığıyla, ölüme kadar
sorarsan anlatırlar sana, bu yolda ölen bütün arkadaşlar.
şafak kızıllığında sevmek memleketi,
memleketi sevmek canımın içi, kan- ter içinde soluksuz sevişmek gibi
ve o ter damlalarının her biri, namlusundan fırlayan bir mermidir sanki
yani kan gölü olmuş siperde, bir kardelen mızrak olup, doğuncaya kadar
bil ki öncesi kara kış gibidir ama arkası mutlak bir bahar.
/aç bir orak gibiydik seninle, beraber biçerken ekinleri
alın terimizi köprü yapmıştık, aşmak için delirmiş dereleri/
*
şimdi akşam alacasındayım,
babaları yosun bağlamış iskelede, kanatsız bir martı çığlığındayım
.
seni sevmek canımın içi akşam alacasında,
seni sevmek dalgalı fırtınalarına rahmet, bereketli bir iftar sofrasında
uç noktasına sonsuz manzaraların, ayaklarını uzatmak gibi bu limanda
ölü dalgalara destan yazmaktır, son yakamoz ay ışığında, okuyana kadar
sonra en derin sarhoşluk, düşlerinde kopsa da fırtınalar.
bu limanı sevmek akşam alacasında,
bu limanı sevmek canımın içi, boy veren dalga gibi kurtuluş havasında
çizgisiz ufuklarda da soluyabilmektir yani, bir vapurun uzak dumanında
rüzgarda savrulurken saçlar, ne varsa yaşanmamış, akla gelinceye kadar
sorarsan anlatırlar sana, adı gözyaşı olan bütün yağmurlar.
/şafak kızılından çıkarak yola, varınca akşam alacasına
gördük ki bütün hayaller saklı kalmış, bulutların arkasında/
aç bir orak gibiydik seninle, beraber biçerken ekinleri
alın terimizi köprü yapmıştık, aşmak için delirmiş dereleri
ama ne yazık…,
şafak kızılından çıkarak yola, varınca akşam alacasına
gördük ki bütün hayaller saklı kalmış, bulutların arkasında
Cevat Çeştepe
5.0
100% (8)