6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1205
Okunma

Sabah erken kalktım
bitmiyor rüyakarım
içim sigara yanığı
Akşama karar yolum var
Gecede yürüyorum ama
Gözlerin soluyorlar
Loş lambaların yorgun ışıkları
yastıklara ilişmiş kokuların
serin okşamaların kaldırdı perdeyi
tembel gözyaşlarını içerken kirpiklerin
kırık donuk bir hava
Dizlerinde uyumalı zaman
Gitmiyor ayaklarım
zarif inceliği diz çökmüş önünde
vahşi ovalar gibi lavanta gerdanları
şarabın elleri uzanırken sana doğru
kutsal bir teşekkür gibi
Umut türküleri dilsiz çağının
Ve sonsuzca minnetsiz
kirpiklerin uzunca nefessiz
hafif dudakların hercai öpüşleri
şeffaf suları okşarken bir akşam
aşıkların mezarını kazan irade
sabanların kıydığı toprakların
bırakırken ellerine bir tasma
hayvanlar gibi acımacızca
ey Kadın dönsene yüzünü
ruhumun canımın iki yarısı
çevirirken mavi yıldız gözlerini
Bir bakışın için kutsal bir ilkbahar
Kaldırdım yelkenlerini göğün
Sonsuz bir rüyada uyutacağım seni
mistik bir harmonide birleştirmek seni
gölge ile ışığı, gece ile gündüzü
felç olmus vücudu ısınmaz asla
ismi aşk olan kızıl renkli güneşi
boslukta yanıyor volkan yerin
bir canavar ki doyurmak mümkün değil
ve kana susamışlıgı Tanrıların
elinde lamba sonsuza kadar yangın
dünya ile aramızda perdeler kapalı
Ve bıkkınlık dinlenir
Sonsuz dudaklarında kaybolmalı
Serin mezarlarım yüzün olmalı
mağaranı aydınlatmalı yeni ay
Ateşli mikroplu hava ve duvar çatlaklarda durur
yanlızca fenerlerin ışıklarını söndürür
o korkunç koku içini doldurur
kısır bir eğlence hayat
yumuşatır tenini degiştirir susuzluğunu tenin
Ve şehvetin şiddetli rüzgarları
eski bir bayrak gibi yırtılır sabırların
Uzakta yaşayan sürgün göçebeler gibi
çöl kurtları gibi vahalar geçin
yaratır kaderini kaotik ruhların
taşıdığınız sonsuzluktan
sonsuzca kaçın
isim yüklü ağızları
kıvrımlarında gülüşlerin
derenin kenarına
ırmak çiçek ekiyor
Baharat adaları
oğul ne güzel
ve dul bir kadın
denizci
terkederken
Dul şikayetine
güney adalarını
bir baraka avlusundaki
rüyası kısa
sabah feneri uzak
uyanıyoruz ıssızca
Paçavra gibi yürek
5.0
100% (4)