4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1790
Okunma

Doğduğumda
Uçsuz bucaksız özgürlükler
Ve diz boyu yokluklar vardı
içimde biri varki geçer bu dünyayı
Gitmeler kaldı hatırımda
Kızıyor hala bana
Kalmaya yerim yoktu
Dursana gözlerimde
Bir boşluk dilimde
Kanadım değdiğinde umuda
Su gitmez dereden göçtüm bu dünyaya
çatlarken tenim
çakıl taşı biriktirmek muradım
içmeden doymalarım o yüzden
içimde denizler biriktirdim
Kelebekler düşledim sana
kaçak değilim aslında
unutuldum yanlızca
Yanım dar ayrılıga
Gidilmiş yollardan geliyorum
bulamıyorum zamanı
Her yana savrulan amansız kağnı
eve dönemiyordum
Kızılca bir bulut ayışıgım
sarabildiğin kadarım
ayrılık kapılardan yağan sağanak
Yagmuru o zaman sevdim
Üçü sıtmadan ölmüş yedincisi
biri beni sevsin diye hasta olurdum
Babam savastan tek ayaklı dönmedi
Eve gelirken yolda amcalarım
Büyük dedem kurtuluş savaşından dönmemişler
Belliki dönemiyoruz bir yerlerden
hep yol üstündeyiz
Sabah ayazında gitmeler asılı içimde
Eski evler önündeyim
Ates üstünde asılı acı biberler ağzımda
Akşam üstü sofraları
içimde nisan
Yediğimiz ayaz
içtigimiz kara duman
Et yemedim hiç
Susadıgımız ayran
Hayvan dostuta değilim
Kurban bayramlarında hep hasta olurdum
Kırmızı kurdelelerim olurdu yanağımda
Et tutar insanları
doktor görmedim ben
hasta olunca ateşe yanaşırdık
9 yaşındaydım
taşıdım ormanı eve
Bin ton orman
Yakıp yakıp ayazda
Güneşi düşünüyordum
Bayırlarda yıkılmak üzere bir ev
Bir devranı seviyordum
Ne kadar uzağız
seni nerde unuttum
Degil rüzgar nefesten sallanan zamanı seviyordum
sabırsız çocuk
Agaç dallarına aşık
sürekli bir yerlerini düşüp kırmak
muradı güneş görmek
Gelmeden gitmeler asılı içimde
ben yol üstü meydanlarını sevdim
Her yer bayır heyelan
Akıyor toprak içimden
Tutunamamak hiç bir seye
taşıyor toprağı suya zaman
sel yağıyor üstüme
kafesteyim
Ayağımda lastik ayakkabılar
Tutunacak yolum bayır
Kayıyorum hayattan
Tutmuyor çıralar ateşte
Patates tarlalarında dilencilik
ve Anam
Hem çam ağacıda yok bizde
Kavun karpuz
Muzu on sekizinde gördüm
TV yi on altı yasında tanıdım
Öpüşüyorlarmıs insanlar
Öpmeye utandığım anam
Ayaklarına tünedim
Dokunabildiğim o kadar
içimde burukluklar hatta
Kimliksiz sırlarım kaldı hayatta
asılı eskı kapılarda
Kirmizi biberlerin agız yangınında
öpülmemiş dudakların kırmızısı
avuçlarımda
Birde gidebilmek vardı bizde
Yediğimiz ekmeğin vebali
hüzünlerimiz hasretti çağ aşırı
Kimsenin suçu yokmus meğer
Bosunaymış kaçtığımız
Yoksulluk içimizde
iki dudak arasına gizli
Bizde bolca yagmur vardı
Ne zaman rüya görsem
Ana dizinde çocuklar
içimde yolculuklar
Baba demek nasıp olmadı bana
Burkulurken içimde
Adresi yok susmaların
sabah erkenden gitmeliyim
biriktirdigim özlem
ilişmek istiyorum aslında biryere
içimde kara çalılar bitiren dere
yok zamanım sevmeye
Kayiyor ellerimden karıncayi bile tutamıyorum
Başımı her duvara vurduğum o yüzden
Kızılca bir yani var yüreğimin
kısılmış yanı atesten
Kuş uçmaz kervan geçmez
bir yerlerde esirim
Beklediğim o yüzden
Varamıyorum bir yere
yanlızca gitmek var içimde
Ulaşmak düşlemiyorum artık eve
Ellerimden tutsana
5.0
100% (3)