6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1117
Okunma
bilmezdin
nasıl bir işgal altındaydı, bir mayıs günü yüreğim
mitinge düsmüş her bir jop darbesinde sürünmekteydi sen diye hücrelerim
"sevmek için çok geç, ölmek için çok erken" diyordu Sadri Alışık bir filminde
nasılda takılmıştım o söze
nasılda hayıflanmıştım geç kalınan herşeye
sanırsınki sen
şöyle aniden köşe başından çıkan...
dökülüyorsun imge imge gözlerimden arnavut kaldırımlarına
ve bilmelisin ki
onlar bizim ıslaklığımız
ağır yük mirasyedilerimize nadide yürek yangınlarımız
isyankar sokakların garip çocuklarıyız
ve
sensizlik sahipsizlik
vurur dehşetle kalbimi kavuşmanın hayalı bile
bıraktım ne çok şey kaldırımlarına
ha kıydı ha kıyacak
attığın yangınlara kendi yüreğin ve gözlerinden kayan bir ben idi
kıydın ya
şahittin ya bir kavuşma sabahının sönmez alevlerine
düstüm içimdeki şenlikle tek mahşerime
çekince derin bir nefesle uzaklıkları
tükeniyor ciğerlerim
taşıyorsun dışıma
büyüyorsun nazlım büyüyorsun belenip nazende silamla
dar(ın)da(yım) gurbetim
dünya cüce avuçlarımda
düsünce sen gözlerimden tasalı yollara
ettim inşa içten içe duvarlarımı
uzanacak ellerin
tırmaladıkça küllerin, toz duman gönül bahçesi
kaypakça çekilirken adaletsizliğin ortasına
içine fide vermekteydi aşk sarmaşıklarım
olduğunda kıyamet yalnızlığım
sen idin kurtuluşum
elindeydim
kıvrılacak yer arayan yavru kedi gibiydim
sen benim soba kenarı sıcaklığımdın
emanet bir candı sona taşıdığım
girince dünyama sen
kıymete bindi soluyuşlarım
azdı hayat
taştı eflatuna kuruyan ırmaklarım
Sude Nur Haylazca
deli bir kalem...sudece