4
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2725
Okunma
Varlık
ben acılarımla vardım
onlar
inkarlarıyla yok oldular
Sude Nur Haylazca
dağın duruşu çatlattı denize sıfır seviyeleri
sıçratmaya çalıştıkça çamurlarını
güneşi kıskandıran yakıcılıkta
yetim sabahların zirvesinde doğdu şiir
mazlum imgesi yetti çürütmeye sürüngenleri
konuşamadıkları için havlıyordu köpekler
dalıp is`iyle gecenin sis`ine
gökten kemik yağacağını uman gırtlak yırtmalarında
mazlumların bir damla göz yaşına
tanrı kaç kurban sundu arenasında
hasedinden bindiği dalı kesen ahmaklar
düştüğü batakta
gizlenmiş yaraların içinde kan-ayıp
irin akıttı
şuh ve kuduz salyalarıyla
“Gur dîkujîn qîjak dixun”
kurt öldürür karga yer
kendine benzemeyenleri karanlığında parçalayan
aynaya küs
tüysüz
iblise sığdı
dizilirken izbeye ibneliği
dar dünyasında obur sınırsızlık
egosunu tımarlattıkça cibilliyetsizlere
kaç şair ah` ı boyunlarında kılıç
günaha askı
şerefsiz bukalemunlar baş verdikçe
susamazdı şiir
döktüğü ter ter mürekkep yüreğe kar
seçtiği renkte söyleşir şair
ya öğretecekti
ya da
leş kargalarının
şuh kaldırım gülüşleri düştükçe penceresine
büyüyecekti aynaya dökülen kir
kel kafaya tarak vuran beyinsizlerin
elleri çalan
dilleri sıçan
belleri uçkur düşüren
sıkıp sıkıp arzularını mercimek usuyla patlayan
solucan uzvuyla uzayan ahtapot kollar
arsız bedeni sergi
kötürüm belleğinde otuz bir kare çizdirir namussuzluğuna
işledikleri her cinayette
içinde kaç kılıf
öç`lerine zehirli kefen
kuşatırken mahsup yağmur
solucan misali ürer doyumsuzluğa
kinine piç doğurdukça astar ister cüceler
ve duru doruklar gölge kaldırmadıkça;
“yel kayadan ne götürebilir”
Sude Nur Haylazca
not;
“Gur dîkujîn qîjak dixun” kürt ata sözü
kurt öldürür karga yer
5.0
100% (3)