Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
mehmetakifff
mehmetakifff

SIRADIŞI BİR GİDİŞİN SIRADIŞI ŞİİRİ

Yorum

SIRADIŞI BİR GİDİŞİN SIRADIŞI ŞİİRİ

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1441

Okunma

SIRADIŞI BİR GİDİŞİN SIRADIŞI ŞİİRİ

Sabahtı, ama ne garip bir sabahtı, uyuyordu
Günün ilk ışıklarının presinde, can çekişiyordu kuşlar
Ayrılığın gövdesi ağır ağır büyüyordu hasretlerde
Kahkahalar daha başlamadan bitiyordu
Kırlangıçlar ve serçeler tarihlerinde ilk defa birbirine küsüyordu...

Valizini toplamıştın
Sen bilmiyordun, ben o zamanda ordaydım
Ve sen arkanı dönmüştün
O zamanda gidiyordun
Yüzün buruktu, canın sıkkın, ama belli etmiyordun
Bense susuyordum
Sustukça ölüyordum ama öldükçe konuşmuyordum...

Sıradan bir veda anı değildi bu bilmiyordun
Kavuşmak için yırtılmıyordu her gün takvim yaprakları
ve duvarların paramparça ederek atılan çizgiler
Seni bana bir adım daha yaklaştırmıyordu...

Git gide uzaklaşıyordun
Okyanusa açılan dev bir gemi gibi
Gittikçe gözden kayboluyordun
Gözden kayboldukça topyekûn bütün yağmurlar bana yağıyor
Bütün yıldırımlar ardı ardına bana düşüyordu
Ve sen, ne olursa olsun
Cennetten kovulmuş rengârenk bir orman gibi büyüyordun içimde...

Sıradan bir veda anı değildi bu
Ben o günde ordaydım, sen bilmiyordun
Annen, baban, sen ve birde ben
Ellerimizi göğe kaldırıp Allah’a emanet ediyorduk seni
Ben o zamanlar henüz materyalizme kafa yormamıştım
Henüz iki arada bir derede kalıp, iki gram aklımı da bir hiç uğruna kaçırmamıştım
Marx, Lenin, Stalin, Engels, Mao zedung, Fidel Castro ve Ernesto Che Guevara
Henüz, gördükleri güzel bir düşü gerçeğe uyarlamaya çalışan
bu hayalperest adamların hiç birini tanımamıştım
Bağışlayan ve esirgeyen, Allah’ın adıyla diyerek, yola vuruyordum seni...

Kilise çanlarına ihtiyar yarasalar
ehemmiyetsiz bir gülüş gibi tünemekte
Cami avlularında ise taklacı güverciler
ekmek kırıntısı derdinde didişmekteydiler...

Yağmur daha bir güzel yağıyordu o zaman, biliyormusun?
Her bir Damla Suyun toprakla buluşmasında;
Çingene kızlarının etekleri tutuşuyordu düşlerimde
Görsen beni o ara tanıyamazdın
Can havliyle boşaltılan bir karnaval yerine benziyordum
Saçlarım uzundu
Cebimde bir çorba ve iki bira parasından
bir adım öteye gidemeyen bir imkân
Olsun nede olsa bir şeyler yapacaktım ve yarınki maçı kazanacaktık
Şimdilerde olmadığı kadar, emindim o zaman kendimden
Sendende emindim...

Ne annen ne baban nede sen bilmiyordun
Ben o zamanda ordaydım ve sen o zamanda gidiyordun
Gökyüzü dar ediyordu kuşlara kendini
Boğazlanmış gencecik bir karanlığın vebali çöküyordu üzerime
Sular, küçük büyük ayırt etmeden boğuyordu bütün balıkları
Bilmem kaçıncı dünya savaşı patlak veriyordu o ara
Başka yer yokmuş gibi
İlk bomba, benim pencere önü çiçeklerime düşüyordu
Ne çok şey oluyordu, görüyordun ama
Sen ardına bile bakmıyordun yalnızca gidiyordun...

O zamanlarda ağır ithamlar yüklüyordun bana
Nasıl önemli bir misyonu erkenden omuzlandığımı bilmiyordun oysa
Çocukken mahallenin ağır abisinin aşk mektuplarını taşırdım ben
Bir minti cikleti parasına
Gön iki nokta üst üste Şükrü yazardı mektupların üstünde
O, gön: kelimesinin, ne anlama geldiğini uzun süre anlayamamıştım
Aslında kıza mektupları verirken nasıl zoruma giderdi bir bilsen
Ama ne yaparsınız abiler, ‘ciklet parası’ işte
Anlayacağın, bir minti cikletinin parasına satardım o zamanlar aşkımı
Adi miydim neydim?
Mektup trafiğinde gidip gelirken
Kanserli bir adamın kullanıp attığı hastane malzemeleri çarpardı gözüme
Serum, hap kutuları, enjektör vs.
Başlardayken, sonlardakine tanık olmak nasıl bir histi anlatamam
Birde sütçünün eşeğine rastlardım her gidip gelişimde
Kulaklarını dikip, pis pis bakardı bana, merdiven altından
Sanki bir şeyler ima etmeye çalışır gibiydi
Çekip indiresim gelirdi onu oracıkta ama
Dua etsin ki elimde mektup ve epey de bir acelem vardı...

Şükrünün aşkı?
O mahalleden taşınmıştık
Bir müddet sonra gittiğimde
Şükrü bir yana kız bir yana
Bir minti cikletinin aracılık ettiği aşk işte, ne beklersin
Sütçünün pis bakışlı eşeği?
Hususi gidip baktım
Onun yerini de başka bir eşek almıştı, epey de yaşlıydı zaten
Ah ulan ah, bir punduna getirip haklamalıydım o kahpeyi sağlığında
Bir bilsen, 22 yıldır içimde nasıl bir ukde kaldı
Ya kanserli adam?
Onun akıbeti de sütçünün eşeğiyle aynıydı anlaşılan
Ortada ne sapan yapmak için bir serum nede su fışkırtmak için enjektör
Anlayacağın hiçbir şey eskisi gibi kalmamıştı
Zaman faili meçhul cinayet uzmanı, ne garip bir katildi...

Hiçbir şey eskisi gibi kalmazken bile sen kararlıydın gidiyordun
Sevdiğin eşyaları bir bir, ben yerleştirmiştim valizine bilmiyordun
Annen, baban, sen ve birde ben vardım
Arkandan bir kova su döküyordum
Suyu döktüğüm anda her şey bitiyordu
Suyun betona çarptığı anda
Sen benden gidiyordun
Yoksa! Yoksa olan biten her şey;
suyun betona ilk çarptığı anda, çıkan sese mi endeksliydi diye şüpheleniyordum?
Ama bir tek şeyi çok iyi biliyordum
Ben o zamanda ordaydım
Ve sen o zamanda benim orda olduğumu bilmiyordun
Arkanı dönmüştün
Ve yalnızca, hakkımda illegal yoldan vur emri almış bir tetikçi gibi
Görevini ifa ediyordun
Ardına bile bakmadan
Gidiyordun, gidiyordun, gidiyordun...

Mehmet Akif Çetinkaya

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Sıradışı bir gidişin sıradışı şiiri Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Sıradışı bir gidişin sıradışı şiiri şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SIRADIŞI BİR GİDİŞİN SIRADIŞI ŞİİRİ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
eliff_
eliff_, @eliff-
22.12.2009 15:41:00
gerçektende
sıra dışı bir şiir..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL