4
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1479
Okunma

Gayretli bir yalnızlık arifesinde
Buğulandı muhabbeti hayatın
Gözlerinde
Umutça uyanmış bir gece sonuydu
Azer’in etine değmiş sessizliğini
Bozan İbrahim’i
Göğün mayalı bulutlarından çıkardığı
Ayetlerin safına geçti aklı
Hayal bir gerçeğin öncesiyken
Fikrini söylerdi hep
Aynı zamanda arı bir kuvvetle beslendiği
Kalbinden büyürdü iklim
Çağın vesveselerine uymazken
Şeytanı yoktu
Mücrimin
Ayna tutulmuş gövdesinden
Her uzaklaştığında küçülürken
Şiire dolanırdı dili
Kelime kelime
Oysa safsatalı geçmişlerden ne çok gelmiş
Anneannesinin seccadesinde tutmuştu alnını
Tanrıyı aklına değdirmeden
Manasızca sevmişti
Şevkini irileten gözleriyle aynı duaydı
Heyecanları
Ve mutlandığı ırmaklardan akarken kanı
Yarınsız her cennette vardı
Zaman irin gibi çıkarken göğüslerinden
Yaftasız bir kullukla anıldı
Ölmek için sabır gerekmiyordu zaten
Ölmek bir daha geriye dönmemekti
Betsiz bir kaderin kıvamından çıkardı
Her merhalesi katlı günahlarıyla
Gonca bir gül gibi açıldı
Yüreğini tövbeye
/
Bir ton sevmesinin yanına
Bir gram kin koyunca