11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1599
Okunma
geceye giden yol var ya!
hani kuşlukta konarak
sabahın kıyısında uyanarak yürüdüğünüz güneşli sokak;
işte o gündüz yolunu izleyerek
ve düşleyerek sevdiğinizi,
yüreğinizle
yani göğsünüzdeki meleğinizle söyleşerek
adımlayın saniyelerle döşeli kaldırımları,
akşam sapağına geldiğinizde
hiç düşünmeden sapın o loş patikaya
ve gönderin yüzünüzde gezdirdiğiniz ikizleri,
eğer bulutlarla örtmemişse tenini gök
sisten gizini giyinmemişse gece hanım
bulacaksınız aşk mührünü göğsünde…
sakın gönül gözünüzü kırpmayın
iyi bakın,
iki sevdalı görecekseniz ay altında
sarp zamanın kıyısından geçerek
kendilerini bulmuş
buluşmuş iki kalp;
biri
ki aşk müjdesini umut rıhtımında alan nedime
diğeri
özü menekşe ekili ruhu nedim;
kenetlenmiş elleri
parmakları çelikten kilit,
ağlayarak sevişiyor iki dil
iki beden,
şahit olun siz de
yüzlerinde bahar akşamları akarken
fırtınalar kopuyor yüreklerinde.
inkârcılardan olmayın artık
bize de aşk indi!
şayet hiçbir kitapta yoksa sevgiliye dair bir ayet
üzülmeyin
onu da sevdalı kullar yazar.
duvara karşı okunurken ilahi
ben de çağlayan aşkın huzurunda ağlar
sevdiğimin adını mırıldanırım,
canım yansa da her hecede
tazelenir imanım.
çarmıha çakılırken peygamber
dilinden düşürmediği isimle
kanlı bir cisimle sevmişti çivilerini;
ben de mıhlandım hasret çarmıhına
bedenim karlı dağda üşürken
yollara gülümseyerek
ve severek acılarımı
ruhumla ulaşırım yâr yanına.
işte orada
mehtapta buluşuruz biz de;
ikimiz de biliriz ki
güneş varsa
umut da var,
yoksa
ay yanar mıydı böyle!
ö.n