11
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1168
Okunma
senin şehrinde sessiz ırmağın var
istediğin zaman yürürsün kıyısında
açarsın gecenin kelepçesini
atarsın suya;
benimse koca bir dağ var karşımda
ırmak da içimde akar
açmaya kalksam bu gecenin yüzünü
çıkar yatağından
gözlerimden taşar…
senin eski iskelen var,
gidenleri beklersin gecelerinde
mendil salladığın biri
elbet gelir sen isteyince
sevinir yarım kalmış ne varsa
tutuşur eller;
bense kendimi deniz feneri yaptım
kırılırsa kristalin
küsersen benden
uzağımdan geçsin diye gemiler…
bırak oğlum bunları
sevda senin neyine!
yine giyin serseri kılığını
silinsin bileğinin pası;
parmağında muştalı yüzük
ağzında argo sözlük,
vur kendini gece sokağına
yağmur dursun
rüzgâr çekilsin önünden
yol versin gelen fırtına.
tekmelediğin yerde parlat pabuçlarını,
bir elin cebinde
diğerinde otuz üçlük kara kız
çektikçe tek tek kehribarı
şakırdasın fıstık.
artık unut aşkı oğlum!
gayrı gölgendir sana yâr
onunla söyleş
onunla gez yan yana;
utansın yarasından
yıksın kendini
kalbindeki façayı gördükçe
yüzünde çatlak olan duvar.
ö.n