2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1218
Okunma
ahşap duvarların arasında
sevgiye yenilmiş zamanlar
akıp gitmenin korkusuyla
sevda uǧruna yüreǧimizi baǧladılar
bir kaç adım sonra
zincire vurulup tutsak alındılar
yerküre korkudan bunalımlara
yenik düşerek,
insan olmanın onurunu
ona hiç yaşatmadılar…
sevdalar suçlu bir sandalyede
sanık olarak yargılandılar
aleti ruhuydu yüreǧine damga vuran
aşklarını yüreǧinde patlattılar…
hoşça kal demeden
ve arkalarına bakmadan ayrıldılar
bitişler başlamaları getirdi,
dayadı silah gibi gönlü bedene
yaşananlar gerçektir
meyil bırakmaz asla hikayelere
ey nigar-ı rüzgar olan yar
sevgiye yenik düşmesin şimdi zamanlar,
seni zamansız seviyorum,
zamanın içinde binlerceden biri olarak
ahşap duvarlar arasında yosun tutmuş
duvar taşlarına inat,
ben gönlümü katıyorum
ekmeǧine katık olsun diye
bandıra bandıra yemek için
bir tek kelimeye ev sahipliǧi yapan gönlümle
girdin bir defa oraya „sevgi“ kelimesiyle
bu tükenmez bir kaynaktır
gönlümün sevgi basan darphanesiyle…
Hasan Hüseyin Arslan, Hanau - Frankfurt am Main, 07.02.2009, saat 15:00 - 16:00 arasi, yolda, Almanya