6
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1411
Okunma

tuğba’ya...
I.
Kanıtsız bir tebessümle
İçerledi güneşi
Bu aydınlık zamanlarında üşüyen gözlerini
Çılgınca yumdu
Arık gövdesinde böyle zamanları beklettiği
Bir irkilmesi vardı aslında
Bu yüksek düzey sevinçlerini bileylediği
Bir de ansız çığlığı
Çok beklemek sabrını yitirmekten utandı
Utandı aklının ermediği kadar sevmekten
Hangi iklimin sesiyle konuşacaktı
Daha onu bile bilmezken eti
Hangi ruh mevsiminde sevecekti
Sev(il)ecek miydi
Çillendi eli kolu
İbresiz tuttu kalbini
Şişkin bir şaşkınlık bürüdü içini
Bu sen misin diye sorarken aynanın karşısında
Hurafesi kaybolmuşçasına üryanlaştı birden
Sivri bir sesin ucundaydı niyeti
Mıhlı adımlarla yürürken