0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
36
Okunma
Bir ahşap kalemdin sen benim için,
Bir tarafın silgi, diğer tarafın yazgıydı.
İki evreni aynı yerde buluşturduğun vakit,
Güzelliğin silgi, zalimliğin ise yazgıydı.
Bir koku duyar, bazen seni anımsarım.
Başta inanmam, o râyihaya şaşarım.
Bir cennetin olduğunu gözümle görsem,
Yine de inanmam, kokunda yanarım.
Aşk basit şey: doğ, sev, sevilme, öl.
Yönünü şaşır, avare şekilde ezgini söyle.
Basitliğin içindeki karmaşayı görmek istersen,
Birkaç adımı es geç, seviliyorken ölme.
Yaram taze, tekilliğim bayat, sevdam harap.
Hicran yaşamak büyük nimet, sevilmeyen anlar.
Bir gözü rota olarak belirleyince çaresiz,
Gözün labirenti seni yutar, ücralarında yakar.
Senleyim biraz, basitliğim o yüzdendir.
Senden başka gâyem, hayalim yoktur.
Basit olanda seni görebilmişsem eğer,
Yangınlarda sevdam, kederlerim çoktur.
Sesini unuttukça, acıyı hak ettiğimi biliyorum.
İnanamıyorum, senden olanı nasıl unuturum?
Tek ibadetimdin sen benim, nurdan parlaktın.
Işığın olmadan ben yolumu nasıl bulurum?
Yetti sanırım, ebedi uykuma geçiyorum artık.
Kalan giden ne varsa kaldır, aşkımın içine koy.
Bir hikaye ateşsiz yandı ya, ölüm kaçınılmaz.
İstersen sevdalıları kandır, kalbinin içine koy.