0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
189
Okunma
Benle birlikte bir garip yaşar benden de daha içeride.
Arsız, yüreksiz, korkak bir asilzadedir o, yol bulandır gönlümde.
Beni benden iyi bilir. Benle yürür bu şehrin sokaklarında.
Gözlerimi kapattığım vakit, fısıltılar yankılanır kulaklarımda.
Bu garibi bir ben bilirim. Benliğimde bulurum onu.
Yaradan göndermiştir onu sanki, göstermesi için kulunu.
Yansımamdır o benim. Sanki varlığımın ebedi bir oyunu.
Ey garip kaçma gerçeklerden! Er geç bulacaksın aşkın yolunu.
Dertlisin garip, gözlerinden okunuyor.
Unutmak istiyorsun her şeyi, göz altların âdeta konuşuyor.
Biraz da yıpranmışsın sanki. Saçların dökülüyor.
Bir gün çarkın döner garip. Hayatta herkes muvaffak oluyor.
Herkes oluyor olmasına da garip. Biz olacak mıyız bir gün?
Yoksa yazıldı, çizildi mühürlendi mi kader?
Artık bir farkı kalmadı. Ha dün ha bugün.
Her şey durduktan sonra gerisi sonsuz bir keder.
Bir tezahürsün sanki garip, beni benden daha iyi bilen.
Yüzün enkaza dönmüş garip. Bu sana bir miras benden.
Sevda da neymiş garip? Hiç gördün mü onu başka gözden?
Nasıl sevilecek ki zavallı garip, sevilebilir mi bu beden?
Gözler bilirmiş garip, onlar her şeyi anlatırmış.
Tanrı onları sevdayı göstersin diye yaratırmış.
Onlara bakanlar garip, aşktan kavrulurlarmış.
Bir tek biz garip. Onlar hep bizi dışlarmış.
Sevgiden kaçmak da var garip, ona Mazhar olmak da.
Lakin kaçanlar garip, onlar perişan olmakta.
Biz de onlardanız garip, zaman bir anda durmakta.
Yaşamak var bu hayatta garip. Ölüme layık olmak ta.
Altına toprak, üstüne gökyüzü serilmiş bu garibin.
Garip görebilse şükreder. Bunlar hediyesi olmalı Kadir’in.
Garibin aklından üstündür aklı, alelade bir akilin.
Garip böyle gelmiş böyle gider, hesaplaşma ötesinde kabirin.
5.0
100% (1)