0
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
173
Okunma
Hakikat, birkaç parça yol; hazandan döşeli.
Hazanda birkaç parça aşk; sevdaları köşeli.
Sevdada birkaç parça acı; insanları düşeli.
İnsanlarda biraz yalnızlık; sevilenler öleli.
Yaşamak değil mesele; kalanlar hüzünle kaplı.
Hüzünler oldu meşgale; hayatım ölüme bağlı.
Ölmekler haram yâre; gözlerim aşkına saklı.
Siyahlık karıştı neşeye; hikâyenin kâğıdı yanalı.
Yanmak, bir kâğıtlara, bir de insanlara özel.
Kâğıtlar yanarken yaşadığını anlar güzel.
Güzel yanarsa anlar; hakikatte yaşar ezel.
Hakikatin bitmez köşesi; köşelerse bana güzel.
Köşeler bana verir huzur, tarifin de ötesinde.
Tarifini yapmak ise güç; aşkının çehresinde.
Çehreler yoğurulur acıdan, ruhun hüzmesinde.
Ruh senden daha gerçek; sevginin ölümünde.
Sevgi de öldü; hayal artık neye denir?
Hayali sevmeyen mahluğa insan mı denir?
Eşreflerin bilmediği şeye de sevgi mi denir?
Sevgiyi öldüren sefile eşref mi denir?
Bohçada insan hep biriktirirmiş acıları.
Bohçanın ipleri ise dikili; sökülemez acıları.
Sökemeyen insan hiç sevebilir mi acıları?
Ben de insanım sözde; fakat seviyorum acıları.
Birkaç parça gün ve saat; insan ölmeden önce.
İnsan sevebilir mi mahşeri, acılarla ölünce?
Acılar da yolu belirler; hayalini görünce.
Acıdan da azade olurmuşuz, insan olmayı bilince.
5.0
100% (2)