15
Yorum
48
Beğeni
5,0
Puan
272
Okunma

Bazen bir tufanı göze almaktır,
Çoğu da çilede kalmaktır kalmak.
Cefasına rağmen koşup gelmektir,
Nefesini onda almaktır almak.
Ne çilesi bitmez ne rutinleri;
Yazamazsın, tüketir metinleri.
Özünde aslında saklı cevheri,
Yan yana gelince gülmektir gülmek.
Tarihi yerlerin hepsi şahane,
Gelmek istiyorsan çoktur bahane.
Milyonlara kucak açmış dahane,
Her nereli olsan, gelmektedir gelmek.
Büyülü mü dersen, yok tövbe haşa;
Seversin, gönlünü eyler temaşa.
Trafiği benzer sanki savaşa;
Er ya da geç yolu bulmaktır bulmak.
Sabah telaşlıdır uyanmak erken;
Bir yanda martılar, bir yanda siren.
Karmaşası her an “Ben varım!” derken,
Her zaman içinde olmaktır olmak.
Bir yanı yorgundur, bir yanı umut;
Bağlantı yolları her zaman kilit.
Sokakta insanlar olsa da barut,
Her zaman yüz yüze gelmektir gelmek.
Simidinden tut, vapur sesine;
Kokusu da sinmiş her köşesine.
Arada bakarken eski resmine,
Bakarken gözlerin dolmaktır dolmak.
Gündüz ayrı çile, gecesi ayrı;
Kalmak zorundayız, ne yapsak gayrı.
Hele muhteşemdir boğazın seyri;
Arada suyuna dalmaktır dalmak.
Yağmurda ıslanmak ayrı bir hazdır;
Dört mevsim karıştı, dersin ki yazdır.
Alirzam diyor ki, “Ne dersen azdır.”
Aslında uğrunda ölmektir ölmek.
5.0
100% (25)