8
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
98
Okunma
Bazen öyle gitmek istiyorum ki…
Bir kapı aralanıyor içimde,
bir rüzgâr çağırıyor uzaklardan.
Sonra duruyorum,
derin bir nefes gibi geçmiş sarıyor omuzlarımda
mazim ağır bir hırka gibi
“kal” diyor, “daha vaktin var.”
Bir bakıyorum,
yüreğim iki taşın arasında kalmış gibi,
bir o yana
bir bu yana
çarpıyor kendi sınavına.
Zor…
Karar vermek zor.
Yapmakla yapmamak arasında
incecik bir çizgi var ya,
işte ben tam orada duruyorum.
Yapsam, kaybederim korkusu;
yapmasam, aklımda büyüyen bir sızı…
Sanki her adımımda
yeniden doğuyor bir kararsızlık,
yeniden susuyor bir cesaret.
Bazen diyorum ki kendime,
“Git artık…”
Sonra bakıyorum,
ayaklarım bir duaya takılmış,
kımıldamıyor.
İçimde öyle bir sıkışıklık ki
anlatması zor,
imkânsız demeyeceğim
ama imkâna en uzak yerden geçiyor yolum.
Gitmek de gitmemek,
kalmak da kalmamak…
Bir vuslat çağırıyor uzaktan,
lakin kapısına varmak da
kapısından dönmek de
aynı yara gibi yüreğime değiyor.
Sonra…
Sonra bir an geliyor,
hiç beklemediğim bir yerden
ilahi bir kuvvet dokunuyor içime.
Bir kudret elimi tutuyor sanki,
“Bırak” diyor, “sana düşen yalnızca teslim olmak.”
Ve o an anlıyorum…
Bu gidiş bir sevgiliye değil,
bu gidiş bir gönül yolculuğu,
bir vuslat…
Dünya yüküyle yorulmuş kalbimin
Hak’ka yaslanmak isteyişi.
En son kararı O veriyor;
ben değil.
O veriyor ki huzur olsun,
içimde yıllardır yorulan ne varsa
dinlensin.
Ve nihayet…
Yüreğim kavuşuyor özlemini çektiği
o ilahi vuslata.
Sanki yıllardır aradığım kapı
ilk defa üstüme açılıyor.
İşte o an,
kararsızlığın bütün düğümleri çözülüyor.
Yol duruluyor.
Ben duruluyorum.
Ve diyorum ki:
Karar vermek zor,
ama kavuşmak…
kavuşmak her şeye değer.
ALİ RIZA COŞKUN
5.0
100% (11)