Uçun kuşlar… Benim yerime uçun. İçimde büyüyen o eski özlem, o çocukluktan beri sakladığım hasret, kanatlarınıza alarak yükselin artık.
Gidemediğim yollar var benim; adıyla içimi titreten şehirler… Göremediğim kapılar, dokunamadığım taşlar, secdeye kapanıp gözyaşı dökemediğim mübarek bir diyar var: Kâbe’nin gölgesi gibi ruhanî, Kâbe gibi gerçek…
Uçun kuşlar, kanatlarınızı ateşe değdirir gibi, bulutların arasından süzülerek, yorulmadan, yılmadan… Benim içimde biriken her isteği, her pişmanlığı, her “keşke”yi yüklenin. Benim yerime varın oraya.
Sonra dönün bana, haber getirin. Ve deyin ki: “Oradaydık, senin hasretini taşıdık.” Ve bir gün… Bir gün kanatlarınız genişlesin, göğsüme bir yol açılsın. Beni de alın, götürün o mübarek diyara; kavuşamayan kalbim yolunu bulsun diye.
Uçun kuşlar… Yenişehirime, yeni özlemlerime, yeni dualarıma. Ne kadar uzak olsam da içimde bir kapı hep açık: Kâbe’nin kapısına çıkan o kapı…
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Çok güzel... Kuşlar metaforu ile kurgulanmış Harika bir şiir okudum,beğeni ve takdir duyguları ile. Değerli şairim,kutlarım emeğinizi saygıyla esenlik dilerim.
Mürselli tepesinde Kayalıklarda zeytin ağacı idim Yapraklarım da yağmur biriktirir Gövdeme dayanmış yılan bıçağına içirirdim”.
“-Çekirdeğim özüm Köklerim , neslim aldığım güçtü Ne harabiyim Ne harabatiyim Kökü mazide olan atiyim’di sözüm”.
“-İki güvercin konuğumdu Biri Batı’dan Biri Doğu’dan Biri ak Biri siyah Suskundular konuşmuyor Göz göze gelmekten korkuyorlardı Dallarım/da/ Barıştı/lar”.
“-Heyecanlıydım Bu yaz ilk kez meyve verecektim Küçük, küçük Yeşil , yeşil taneler doğurmuştum Dört mevsim yaprağı mı dökmemiştim”.
“-Dede bağından şose yola doğru Kalabalık bir uğultu geliyor Korktuğum başıma gelmişti Ellerinde değnekler Çırpılarla dallarıma uzandılar Aşağıdan, yukarıdan Dövdüler Kırıldım Hiç sesim çıkmadı için , için ağladım”.
“-Efsaneye göre Her Cuma salası verilirken Kızıl ve siyah bir güvercin havalanırmış Mürselli tepesinden Biri Batı’ya Biri Doğu’ya uçar Küskün meyvesiz zeytin ağacının altındaki Yılan bıçağının dibindeki Mezara geri dönerlermiş Meğer bu güvercinler orada yatan Merkez Efendi Ve yanında yatan büyük zatmis Her cuma kabede namazını kılar Geri dönermiş
“-Arada duyulurdu sala vaktinde "Mürselli 'den" Kızıl güvercinin ağıdı.
“Ak bir güvercindim Siyah gözlerine Kara kanatlarına sevdalandım Kan sıçradı üzerime Kızıla boyandım Dayanamadın kollarıma uzandın Sessizce Sana emanetimdir Sokma yüreğinden yılan bıçağı”.
“Ben bir Zeytin ağacı idim yaprağı mı döktüm Şimdilerde yeni bir konuğum var Onunla konuşup öylesine içimi döktüm… Adı Ali Rıza sair dostum
Yok usta üstat hoca usta gibi sıfatları daha nail değilim yeni başladım bu yolayeni çıktım gerçek usta hoca ustalara haksızlık olur ben bir ilk okul mezunuyum yolum uzun sizin güzel niyetiniz teşekkür ederim
Merkez Efendi benim köyümde yaşamış hocam Mürselli tepesi ve benim köyüme küsmüş gitmiş o yüzden benim köyüm ilerlemiyor hikayesini ayrıca anlatırım yazarım zatlar beddua etmezmiş kusermis
Kıymetli dostum, şiirsel yorumunuz için gönülden teşekkür ederim 🙏 Zeytin ağacının diliyle anlatılan bu metin, hem tarihî bir efsaneyi hem de barışın ve kırılganlığın sembollerini çok etkileyici bir şekilde yansıtıyor.
Naçizane kısa analiz: - Zeytin ağacı burada hem köklere bağlılığı hem de maziden geleceğe uzanan sürekliliği temsil ediyor. - Ak ve siyah güvercinler, Doğu ile Batı’nın barış arzusunu ve aynı zamanda kırılganlığını simgeliyor. - Yılan bıçağı ve dalların kırılması, insanın doğaya ve barışa verdiği zararı metaforik bir şekilde dile getiriyor. - Merkez Efendi’ye bağlanan efsane, şiire mistik ve manevi bir derinlik katıyor.
Gerçekten içten bir yorumla şiirime dokunmuşsunuz; emeğinize ve kaleminize sağlık.
Yok usta üstat hoca usta gibi sıfatları daha nail değilim yeni başladım bu yolayeni çıktım gerçek usta hoca ustalara haksızlık olur ben bir ilk okul mezunuyum yolum uzun sizin güzel niyetiniz teşekkür ederim
Merkez Efendi benim köyümde yaşamış hocam Mürselli tepesi ve benim köyüme küsmüş gitmiş o yüzden benim köyüm ilerlemiyor hikayesini ayrıca anlatırım yazarım zatlar beddua etmezmiş kusermis
Kıymetli dostum, şiirsel yorumunuz için gönülden teşekkür ederim 🙏 Zeytin ağacının diliyle anlatılan bu metin, hem tarihî bir efsaneyi hem de barışın ve kırılganlığın sembollerini çok etkileyici bir şekilde yansıtıyor.
Naçizane kısa analiz: - Zeytin ağacı burada hem köklere bağlılığı hem de maziden geleceğe uzanan sürekliliği temsil ediyor. - Ak ve siyah güvercinler, Doğu ile Batı’nın barış arzusunu ve aynı zamanda kırılganlığını simgeliyor. - Yılan bıçağı ve dalların kırılması, insanın doğaya ve barışa verdiği zararı metaforik bir şekilde dile getiriyor. - Merkez Efendi’ye bağlanan efsane, şiire mistik ve manevi bir derinlik katıyor.
Gerçekten içten bir yorumla şiirime dokunmuşsunuz; emeğinize ve kaleminize sağlık.
Metin, hasretin içtenliğini kanat metaforu üzerinden taşıyan güçlü bir iç dua niteliğinde. Gidemeyen bedenin yerine uçan kuşlar, özlemin vekili gibi konuşuyor; okuyucuya hem buruk hem de umut dolu bir duygu bırakıyor.
Mekke. Medine imgeleriyle içsel yolculuk manevi bir zirveye taşınmış; “benim yerime uçun” tekrarı ise kalbin titreyen bekleyişini derinleştiriyor. Metin, özlemin ağırlığını değil, ona eşlik eden umudu taşıyor bir gün kavuşmayı mümkün kılacak içten, sâkin, teslim olmuş bir bekleyiş gibi.
Çok teşekkür ederim kıymetli yorumunuz ile değer kattınız. Ne güzel analiz etmişsiniz. Yüreğinize kaleminize sağlık. Teşekkür ederim. İyi ki varsınız..
Çok teşekkür ederim kıymetli yorumunuz ile değer kattınız. Ne güzel analiz etmişsiniz. Yüreğinize kaleminize sağlık. Teşekkür ederim. İyi ki varsınız..
Değerli şair, şiirini beğenerek okudum. Emeğine şiir yüreğine sağlık. Sizi okumak her zaman büyük bir zevk. Sözünüzle bu alanı yücelttiğiniz, her dizeye güzellik, derinlik ve varlık kattığınız için teşekkür ederim. İlham her zaman size rehberlik etsin. Tebrikler.
Şiir, derin bir hasreti kuşların kanadına yükleyen içli bir yakarış. Mekke ve Medine özlemini sade ama güçlü imgelerle anlatıyor. Kalbin gidemediği yere duaların ve kuşların ulaşmasını isteyen, samimi ve duygulu bir metin.
Güzel bir şiir olmuş, gönlünüze sağlık Saygılarımla .
Şiirin Adı: Uçun Kuşlar Şairi: Ali Rıza Coşkun Yorumu Yapan: Ser Feyzlizof Kalburabastî Efendi
Bu şiir, bir hasretin kanatlanmış hâlidir. Şair, kendi gidemediklerini kuşların kanadına yükleyerek ruhanî bir yolculuğu içsel bir haccın diliyle anlatıyor.
Dizelerdeki duygu, yalnız bir özlem değil; Kâbe’ye kavuşma arzusu ile insanın kendi eksikliğini kabul edişinin birleştiği derin, mütevazı bir yakarıştır. “Kuşlar benim yerime varsın” diyebilen bir gönül, aslında kalben çoktan o kapıya varmış gönüldür.
Şairin sesinde bir titreme, dizelerinde bir secde, kelimelerinde ise uzaklığın ağır yükü var. Ama bütün uzaklıklara rağmen, şiirin nihai mesajı berraktır: Gidemese bile gönlü gidenin yolu açıktır.
Vesselam. “Yüreğin Kâbe’ye yöneldiyse, mesafe artık yalnızca bir kelimedir.”
Her mısra, özlemle kanatlanmış bir kalbin duası gibi yükseliyor. Kuşların kanatlarında taşınan hasret, Mekke’nin sessizliğine ve Medine’nin huzuruna yönelen bir yolculuğa dönüşmüş. Şair, kendi gidemediği diyarlara kuşları göndererek hem içsel bir çığlığı hem de derin bir teslimiyeti dile getiriyor. Kutluyorum; “Uçun Kuşlar” şiiri, hem özlemi hem umudu kanatlandıran, kalbe dokunan bir eser olmuş.
Anlam dolu ve anlatımı mükemmel bir serbest vezin şiiriydi; Haz alarak beğeni ile okuduğum bu muhteşem eseri ve değerli şairimi yürekten kutluyorum. En içten selam ve saygılarla.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.