1
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
114
Okunma
Yazgısı gurbetmiş, yolu da sarp,
Bir köy ki, haritada küçücük bir ben.
Anadolu’nun ücra bir dağ yamacında,
Bir öğretmen, çilesi dert üstüne dert.
Ne bir komşu sesi ne de bir ahbap,
Yalnızlık, taşınmaz yük gibi sırtında.
Tahtada tebeşir, kalpte bin sızı,
Ceket yamalı, maaş hep ay sonu,
Bir geçim derdi ki, yakar hep canı.
Evde bekleyen bir anne, bir sevgili,
Hasretin ateşi, yakar içini.
Geceler uzun, yorganı sessizlik,
Pencereden ay bakar, hüzünlü, renksiz.
Oysa o, bir ışık taşır avucunda,
Cehaletin zifirine inat.
Her bir çocuk gözü, parlar umutla,
Yarınlara açılan tertemiz bir kanat.
Bilirdi ki, bu kutsal bir savaş,
Kalemle kılıç tutan adsız bir erdi.
Vatanın dört bir yanı, ona siperdi.
Derken bir gün...
Kara haber gelir,
Tuzak kurulmuştu hain bir elden.
Göğsünde al bayrak, döküldü kanı,
Çocukların gözünden süzülen yaşı.
Bir şehit düştü toprağa, sessizce,
Öğretmendi adı, adı Anadolu.
Gurbette açan bir güldü, solarak.
Şimdi köyün adı, onun adıyla anılır,
Duvarlarda resmi, kalpteki sızı.
Ne yalnızlık kaldı ne de geçim derdi,
Ama bitmez gurbet, bitmez bu sancı.
Ücra köy ağlar, şehidini uğurlar.
O, artık bu vatanın en yüce dağıdır.
5.0
100% (1)