1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
95
Okunma
Ben insanım.
Hem tozdan yaratılmış, hem yıldız ışığından.
Yaratılışın o ilk sessizliğinde,
Tanrı’nın nefesiyle can bulan, soru sorma yeteneğiyle donatılan varlık.
Bir muamma, bir başlangıç ve son.
Eksik bırakılmış, tamamlanması dünya hayatına havale edilmiş bir eser.
Topraktan geldim, o yüzden ayaklarım hep yere basmak ister,
Ama ruhum, hep göğe, yüce bir amaca doğru uzanır.
Bu, benim varoluşsal gerilimim.
İçimde bir karanlık orman var; Jung’un dediği gölgeler,
Bastırılmış arzular, yüzleşilmeyen korkular fısıldar.
Bu ormanın derinliklerinde kaygı bir nehir gibi akar,
Yaşamın belirsizliğiyle, anlamsızlığın çukuruyla beslenir.
Yeterli miyim? Sevilmeye değer miyim?
Zihnime her gün çarpan bu sessiz fırtına, beni yorar.
Ama ben aynı zamanda bir kâşifim.
Bilincimin aynasında kendime bakarım, öz-şefkati öğrenirim.
Bilişsel çarpıtmalarımdan sıyrılmaya çalışır, anlamı yaratırım.
Acıyı dönüştürme gücüne sahibim; empatinin filizlendiği yer,
Yüreğimin en yumuşak toprağıdır.
Ben psikolojik bir savaşçıyım; dünü, bugünü ve yarını beynimde uzlaştırmaya çalışan.
Ben yalnız kalamayan bir türüm.
Dışarıya doğru uzanan sayısız kolum, toplumsal ağlar örer.
Ailem, ilk sığınağım; sonra kabilem, şehrim, milletim.
Her ilişki, beni yeniden şekillendiren bir ayna.
Aidiyet duygusu, nefesim kadar elzem.
Grup içinde bir maske takarım, beklentilere uygun bir rol.
Ama bireyselliğim isyan eder bu kalıplara.
Nerede biter ben, nerede başlar biz?
Uğruna savaştığım her adalet fikri,
Düşüncemdeki her özgürlük kıvılcımı,
Toplumsal normların kalın duvarını aşmaya çalışır.
Ben hem bir parça olmak isteyen, hem de bütün olmak isteyen bir sosyal varlığım
Sabahın köründe beni yatağımdan kaldıran o ses: Üret! Kazan! Tüket!
Emeğim, bir meta haline gelir; saatlere bölünür, rakamlara indirgenir.
Değerim, banka hesabımın sıfırlarıyla ölçülür sanırım.
Bir zamanlar toprağa bağlıydım, şimdi ise sermayenin akışına.
Yoksulluk bir utançtır, zenginlik ise bir hayal.
Bu döngüde, sınıfsal yaralar açılır; fırsat eşitsizliği kanar.
Ama ben bu zinciri sorgularım:
Gerçek zenginlik, daha hızlı koşmak mı, yoksa durup nefes almak mı?
Ekonomik çarkın dişlileri arasında ezilirken bile,
İnsanca bir onur, bir adil paylaşım hayali kurarım.
Ben insanım.
Bu dört boyutun kesişim noktası.
Yaratılışın merakıyla, psikolojinin derinliğiyle,
Sosyal bağların sıcaklığıyla, ekonominin soğuk mantığıyla yoğruldum.
Düşerim, kalkarım, kazanırım, kaybederim.
Ama her şeyden önce, anlamlı bir yaşam arayışından asla vazgeçmem.
Ben, deneyimleyen varlık.
Ve benim en büyük gücüm,
Tüm bu baskılara rağmen, yarın yeniden başlamak için
Kalbimde bir umut kırıntısı taşıyabilmemdir.
5.0
100% (2)