Herkes bir tutturmuş,
“Yaylar özgürlüğüne düşkündür.” diye.
Oysaki özgürlük hovardalık değildi bilinenin aksine; bağlı kalmaktı sevdiğine, ruhunu dilediğince yaşamaktı, ona ait olmaktı.
Dilediğini sade bir şekilde yalansız söylemekti.
Adına patavatsızlık demişler, işlerine gelmediğinden.

Gezgindi ruhu, filozoftu kendisi.
İyi bir düşünür, iyi bir sorgulayıcıydı.
Yay burcuyum ben; sevdim mi tam severim, sildim mi bir kalemde.
O bir kalemde silene kadar çok sabreden, çok gözlemleyen, çok sorgulayan, çok düşünen bir yapım vardır.
İçimde binlerce hazine barındırır, sadece sevdiğime sunarım.
Akıl oyunlarında üstüme yoktur.
Hele aptala yatmak var ya.
Gittiğim yol nasıl güzel…
Haz alırım giderken.

Merak ederim sürekli, öğrenmeye açımdır.
Arkadaş canlısı, sıcakkanlı bir yapım vardır cinsiyetsizce.
Bazen konuşmayı çok severim anlayanı varsa; bazense kimseler duymaz ne konuştuğumu, yazılarımı okuyanlar anlar iç sesimi.
Sapyoseksüelim yani zekâya önem veririm, merhametli ve vicdanlı olduğum kadar.
Duygusallığımı belli etmem, güçlü görünmeye çalışırım.
Huzursuzluk olan her yerden, her ilişkiden kaçarım.
Mutluluğu kovalar, kendi kendime yeterim.
Çok şans veririm, empati kurarım. Olmuyorsa zorlamam, üstüne düşmem.
Beni hak etmiyorsa ve buna iyice emin olmuşsam işte o zaman siler geçerim.
Tek kalemde.