3
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
153
Okunma
Geldin…
Sanki kadim bir kervanın en son durağından
yorgun bir ilahi kokusu getirdin gönlüme.
Ben ki nice ömrü
kendi ıssızlığıma perçinleyip
mücrim bir rüzgara teslim etmiştim;
sen dokundun da
kırık harflerimin çehresi nurlandı.
Bak sevgili,
ben seni bir kelimeye sığdıramam.
Zira sen,
gecenin en derin yakasında asılı duran
ve bir türlü sabaha razı olmayan
mahcup bir yıldız gibisin.
Söyle, hangi semaya yazılayım da
seni anlatmaya yetişeyim?
Biliyor musun,
sende mukadder olan her cümle
ruhuma bir menzil açıyor.
Adını anmak bile
yara izlerimi mavi bir secdeye çeviriyor.
Kalbim,
seninle konuşurken
sanki yıllardır aradığı mekâna
nihayet kavuşmuş bir kuş gibi titriyor.
Ve ben,
ne zaman yeter bu kadar özlem desem,
senin sessizliğiyle doluyor içimin haritası,
bir anda bütün yollarım sana çıkıyor yine.
Kader sanki
beni sana yazarken
mürekkebi gökyüzünden,
kağıdıysa kalbimin derinlerinden seçmiş.
Ey gönlümün sırra mühürlenen nefesi,
sensiz geçen her dakika
bir nehir gibi içimi aşındırıyor;
ama sen varsın ya…
Ben artık
en çorak gecemde bile
baharı duyuyorum alnımda.
Gel…
Kayıp bir duanın son hecesi gibi gel bana;
ben seni beklemeyi bile ibadet saydım.
İnan,
bir gün kalbimin kapıları
senin adınla çalınmasa
ruhumu nereye götüreceğimi bilemem.
Sen sevgili,
benim yazgımın en berrak satırı,
benliğimin en derin devrilişi,
aşkın sükûtla bile konuşulabildiğini öğreten
tek cümlesisin.
Evet Sen’sin sevgili
Biliyorum...
5.0
100% (6)