2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
82
Okunma
Yürüdüğüm yollar hep gölgeli sanırdım,
Oysa gölge, kendini taşıyamayan adımların yüküymüş,
Sen bana yön verince öğrendim
Hakikate yürüyenler gölge bırakmazmış.
Bir adım attım, ardım karanlıkla dolu
Bir adım daha attım, önüm nurlu bir seher gibi
Gölgesizliğin sırrını sorduğumda
Sen, kalbimin içinden sessizce cevap verdin.
"Adımın iz bırakmaması boşuna değil" dedin,
“İzi olan, hâlâ kendini taşır;
İzi olmayan, bana yürür.”
Her adımımın hafiflediği yerde
Bedenim değil, ruhum yol aldı
Toprağa dokunan her nefesimde
Senin kelâmsız çağrın yankılandı.
Gölgesiz bir duruştu bu
Arkamdan kimse beni tanımazdı,
Çünkü ben, ben olmaktan geçtikçe
Adımlarımda sadece sen görünürdün.
Yolların dili açıldı o gün,
Çakıl taşları bile zikretti,
Her susuşum bir duaya dönüştü
Her nefesim Hakk’a bir davetiye.
Gölgemin kaybolduğu yerde
Benlikten arınmış bir iz vardı,
Adımlarımın sessizliği
Senden gelen bir nefesti.
Gölgesizliğin öğretisinde öğrendim
Hakikat yürüyüşü, görünmez bir yolculuktur.
Ayak değil, teslimiyet yürür;
Toprak değil, gönül iz taşır.
Gün döndü, gece çöktü, ay doğdu
Ama hiçbir ışık gölgemi geri getiremedi,
Çünkü senin nuruna karışan adımlar
Artık karanlıkta iz bırakmazdı.
Gölgesizliğin huzurunda
Kendimi değil, yürüyüşümü dinledim
Ve anladım ki gölgesiz adımlar
Sana varan yolun en sessiz,
En emin adımlarıymış.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ
(18 Ekim 2025)
5.0
100% (2)