0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
52
Okunma
Ben ki yüreğimin peşine takılmış,
Ensarı olmuşum hayatın;
Ben ki duyguları savrulmuş, dört bir yanı sarılmış,
Yer yüzünün muhaciri olmuşum.
Geceyi taşımışım omuzlarımda,
Yıldızların kırık ışığını dizlerimde,
Ve her adımımda bir veda gizliymiş
Kimse bilmez, kimse duymaz…
Bazen kendimden korkarım,
Bazen bir çocuğun elini tutacak kadar masumum;
Ama bu masumiyet de,
Bütün yorgunluklarımın arasında
Bir mum gibi titrer,
Ve ben onu koruyamam,
Rüzgârlar hep karşımdadır.
Ben ki sokakların harflerine yazılmışım,
Dilsiz bir mektup gibi savrulmuş rüzgârlara;
Ve bütün kaybolanlar benimle yürür,
Adım attığım her yerde,
Karanlık, bir dost gibi elimi tutar.
Sevgiye muhtaç bir gemiyim,
Ama limanlar bana kapalı,
Ve ben her defasında,
Aynı denize açılırım,
Kıyısız, sonsuz, yalnız…
Bazen ağlarım sessizce,
Kimseye duyurmadan;
Ve gözyaşlarım toprağa düşer,
Oradan filizlenir,
Bir umut gibi büyür içimde.
Ben ki hayatın ensarı,
Yüreğinin muhaciri,
Kendi kalbimin göçmeni olmuşum;
Ve hâlâ ararım bir yer,
Duru, temiz ve sessiz,
Yalnızca yüreğimle konuşabildiğim…
Ama hayat,
Beni hep savurur rüzgârın elinde;
Ve ben savrulurken,
Kendi köklerimi ararım,
Toprağın derinliklerinde…
Ben ki kaybolan her hikâyenin ortasında dururum,
Ve bütün yarım kalan dualar,
Bütün sükût eden sevgiler,
Bütün kırık kalpler
Benim yoldaşım olur.
Ve ben hâlâ yürürüm,
Dikenli yollar, taşlı sokaklar,
Kimsesiz geceler…
Ama içimde bir ateş vardır,
Hiç sönmeyen,
Hiç eksilmeyen;
Ve bu ateşle,
Yeniden doğarım her sabah,
Yeniden savrulurum,
Ama yine de yürürüm.
Kadir TURGUT
5.0
100% (1)