0
Yorum
5
Beğeni
4,0
Puan
39
Okunma
Ben artık geriye dönüşün peşinde değilim,
Bir haksızlık mı yapıldı, yapılsın…
Biri kötülük mü etti, varsın etsin;
Arkamdan dedikodu mu savurdu rüzgâr,
Savursun…
Ben artık gönlümün kapılarını
Kimseye açmayan bir sükûnetin eşiğindeyim.
Öyle çok yoruldu ki kalbim insanların gölgesinden,
İyilik ederken kötülüğe muhatap düşmekten…
Bir söz bir kalbi diriltir, bir söz bir kalbi öldürürmüş;
Ben bunu benden önce nice ömürlerde okudum,
Nice ömürlerde duydum,
Ve yine de susmayı öğrendim.
Bunlara artık aldırış etmiyorum;
Zira bilir misin, insanın en şiddetli yarası
Kendisine yaptığı zulumdür,
Ve en ağır hesap da
Kendi vicdanının huzurunda verilir.
Ben kimseye beddua etmiyorum,
Çünkü beddua eden, önce kendi içini karartır.
Ben yalnızca olanı bırakıyorum,
Olacak olana ram oluyorum.
“Hak var, hukuk var,” derler ya hani;
Ben de derim ki:
Hakkın hukukun gözetilmediği bu dünyada
Adalet maskesinin ardına saklanan yüzlere
Sadece tebessüm ederim artık.
Zira dünya adaletinin gölgesi bile düşmez
Hakkın gerçek terazisine;
Ben buna gülerim işte.
Elbet o mutlak gün gelecektir;
Gecenin sabaha yaslandığı gibi,
Kışın bahara tutunduğu gibi,
İnsanın duası Rahmet kapısına dokunduğu gibi…
Gelecektir.
Ve o gün, kendini saklayan hakikat
Göklerden sesiyle inecektir.
Her susuşun bir çığlık olduğu anlaşılacak,
Her gözyaşının bir şahitlik taşıdığı bilinecek,
Ve her gönül, kendi yüküyle yüzleşecektir.
Ben o güne kadar
Sağır ederim kulaklarımı dünyanın boş gürültüsüne,
Dilsiz bırakırım dilimi faydasız kelamlara,
Ve gözlerime perdeyi çekerim
Ağyârın karanlık oyunlarından.
Zira hakikate yürüyen bir kalbin
Dünya pazarında satacak hiçbir sözü yoktur.
Varsın beni yanlış anlasınlar,
Varsın üzerime iftira yağdıranlar
Kendi balçıklarında debelensinler;
Benim yolum hakikat yoludur.
Ve hakikat, sahibini hiç yarı yolda bırakmamıştır.
Sabırla beklediğim her an
Bir dua gibi yükselir göğe;
Kırıldığım her yerde
Beni yeniden ben yapan bir nefes vardır.
Kader, kulun yorgunluğunu görür merak etme;
Ve adalet, vakti geldiğinde
Sükûnetle iner insanın alnına.
Ben artık geriye dönüşün peşinde değilim.
Dönmem.
Zira biliyorum ki dönmek,
Aynı yaraya tekrar teslim olmaktır.
Benim yolum ileri,
Benim yolum içeri,
Benim yolum hakka doğrudur.
Ve o mutlak gün geldiğinde…
Sustum sandıkları dilimin
Hak adına konuştuğunu duyacaklar;
Görmez sanılan gözlerimin
Her şeyi kaydettiğini anlayacaklar;
Ve o gün, adaletin nefesi
Her yana yankılanacak:
“Herkes hakkıyla imtihan olundu
Ve herkes hak ettiğini buldu.”
Ben işte o güne kadar beklerim,
Sabırda saklı bir teslimiyetle;
Yüreğimin gölgesine sığınır,
Kimseye kin taşımam.
Çünkü bilirim:
Kin taşımak, ateşi avuçta taşımaktır.
Ve ben yangın değil,
Aydınlık isterim bu gönlüme.
Kadir TURGUT
5.0
50% (1)
3.0
50% (1)