0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
54
Okunma

1. Rüzgarın Şarkısı
Bir yamaçta, tam da kalbimin ucunda,
Senin adınla fısıldayan bir rüzgar var.
O, eğilip bükülen çam dallarını okşarken,
Ben de seni anlatan sessizliğe sığınıyorum.
Gözlerin,
Denizin en derin mavisini çekmiş,
Ve ben, o mavisiz nefes alamıyorum.
Kumrular ötüyor şimdi, uzak bir zeytin ağacında,
Sanki ilk kez doğmuş gibi, bu aşkla.
2. Kış Güneşi
Soğuk bir sabahtı, kar henüz erimemişti,
Ama sen, o ilkbaharın ılık güneşi gibiydin.
Buz tutmuş toprağı bile,
Yeniden yeşertecek bir mucize taşıyordun içinde.
Dokunuşun,
Eski bir tahta köprüye düşen
Taze yağmur damlasının sesi kadar gerçek.
Bu huzur, dağların ardındaki sisin çözülüşü gibi,
Yavaş ve kaçınılmaz.
3. Yaprak Düşüşü
Sarı ve kızıl,
Binlerce yaprak dökülüyor şimdi;
Her biri, sensiz geçen anların izleri.
Fakat biliyorum, her dökülenin ardından,
Daha güçlü bir filiz bekliyor baharı.
Sen,
Bu sonbahar hüzünlerinin arasında,
Avucumdaki en sıcak taş.
Sonsuz döngüyü öğreten doğa gibi,
Aşkımız da hep yeniden, yeniden.
4. Dere Kenarı
Su, acele etmeden akıyor, taşları yontarak,
Tıpkı zaman gibi, bizi birbirimize taşıyor.
O dere kenarında, yan yana otururken,
Kuşların cıvıltısı, bizim sözlerimiz oluyor.
Ellerinde,
Toprağın kokusu var.
Ve o koku, benim en sevdiğim parfüm.
Duyuyorum, uzaktan gelen şelalenin sesini,
O, kalbimin, senin için atan ritmi.
5. Gece Bahçesi
Karanlıkta, ay ışığı süzülürken yasemin yapraklarından,
Gizli bir ışık beliriyor içerimde.
O ışık, senin varlığınla beslenen,
Hiç sönmeyen küçük bir ateş.
Çiçekler,
Gece yarısı, sadece bize açıyor sırlarını.
Ve ben, o parıltıyı topluyorum,
Sana sunulacak sonsuz bir hediye gibi.
Biz, bu büyülü bahçenin,
En derinlere kök salmış iki fidanıyız.
Hüseyin TURHAL
5.0
100% (1)