0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
56
Okunma
Sorsan, acıyor mu hâlâ?
Ne acım var diyebilirim, ne iyiyim.
Bir yarayı unutmadan taşımak ile
taşırken unutmuş gibi davranmak arasında
dar bir çizgide yürüyorum sadece.
Sessizliği büyütmeyi öğrendim.
Her gece içimde bir kapı kapanıyor,
ama sabahlarına yine açık buluyorum seni.
Gitmişliğin bile yorulmuyor benden;
ben hâlâ her dönüşsüzlüğüne
boş bir sandalye bırakıyorum içimde.
Sen gidince değil,
sözlerin bende kaldıkça çöktü üzerime zaman.
Seni unutmaya çalıştığım her gün
hafızamı değil, kendimi tükettim.
Hatırladıkça kanayan şey aşk mıydı,
yoksa senin eksik bıraktığın yanım mı
buna hâlâ karar veremedim.
Ben kendime "geçecek" dedim,
ama seni hatırlatan her ayrıntı
birer diken gibi büyüdü içimde.
Unutmak bir yolsa eğer,
ben yol boyunca yönümü kaybettim.
Seninle öğrendim,
bazı insanlar gitmez;
gittikçe daha çok yer eder.
Sesinin bıraktığı boşluk
çınlamayı hâlâ sürdürüyor içimde.
Bir duvarı yıkmak kolaymış,
meğer yeniden inşa etmekteymiş zorluk.
Bana huzur gibi görünen yüzünde
saklı fırtınaları görememişim.
Ben bütün iyi yanımla duruyorken,
sen en yaralı tarafınla gelmişsin meğer.
Kusurunda bile güzellik arayan yüreğim,
yorgunluğunu geç fark etti.
Sana kırgın değilim.
Kırgınlık, yüzü dönük bir duygudur.
Benimki arkası dönük,
zamanla kulağını bile kapatan cinsten.
Neden gittin diye sormuyorum artık.
Bazı soruların cevabını
suskunluk çoktan söyler insanın yerine.
Belki seni en çok,
gitmeye mecbur hissettiğin noktada anlamalıydım.
Ama o zaman da fark ettim ki:
kalmak cesaret ister,
sen bende cesaretini kaybetmişsin.
Şimdi her adımım sende eksik,
her eksikliğin karanlığında bir ışık arıyorum.
Öğrendim ki insanı en çok
içi acıtır sandığı şey değil,
içini boş bırakanlarmış.
Ben o boşluğu doldurmadım;
çünkü boşluğu alıp götüren sendin.
Yalnızlık öyle ağır ki bazen,
kendi sesini bile duyamıyorsun
düşündüklerinin uğultusundan.
Ben seni susturmak için değil,
suskunluğumda ölmemek için bıraktım artık.
Ve yine soruyorsun belki içinden:
Ağlıyor musun hâlâ?
Hayır.
Gözyaşına dönüşen hiçbir şey kalmadı bende.
Ama içimde hâlâ
adını söylemeyen fırtınalar geziniyor.
Senin bıraktığın boş masalarda
kendime yer açmayı yeni yeni öğreniyorum.
Bir gün dönersin diye beklemiyorum.
Dönsen bile
gidişinin ağırlığını unutmam.
Kalbim sana kapıyı açık bırakmadı,
sadece kapatmaya elim varmadı.
Acım mı?
Belki adını başka koymalı:
Senden geriye kalan en sessiz gerçek.
Ben bu gerçekle büyüdüm,
sen yokken bile var kalmayı öğrendim.
Kimseden intikam almadım,
kendime bile kırılmadım artık.
Sadece şunu anladım:
Sevmek herkese öğretilir,
ama kalmak cesareti az kişiye yakışır.
Ve sen…
Aynada beni değil,
gitmeyi seçen yüzünü bıraktın ardında.
Acım mı?
Sadece içimde kapanmayan bir kapı var.
Ama inan, artık
sen geçmiyorsun o kapıdan.
Kadir TURGUT
5.0
100% (1)