10
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
142
Okunma

Poetika: “Gönül Yurdu Sevgi Olsun” Üzerine
Derler ki:
“Bir şiir, yazıldığı gün doğmaz;
yazanın içinde yıllar yılı can çekişerek olgunlaşır.”
İşte bu şiir de öyle bir meyvedir:
on iki yılın sabrıyla, on iki yılın duâsıyla olgunlaşmıştır.
Her dizesi, bir kalbin içinde yıllarca susarak beklemiş bir cümledir.
Kimi gün gözyaşıyla yoğrulmuş, kimi gün gülümseyişle kabarmış,
ama hiçbir zaman küsmemiş hayata —
çünkü “sevgi”, onda hem merhem, hem mihrap olmuştur.
Delibal, bu şiiri yazarken bir hikâyeyi değil,
bir ömrün ağırlığını harflere taşıdı.
Her mısra, bir dua gibi;
her harf, bir nefes gibi;
her dördüncü adım, bir mühür gibi…
O mühürde gizlidir bir aile ismi,
ama adını değil, anlamını anarsın okurken:
Peri’nin sabrı, Feride’nin şefkati,
Halil’in direnci, Türkan’ın vakarını,
Zarife’nin duasını, Latife’nin zarafetini,
ve Süleyman’ın adaletini hissedersin.
Onların her biri, bu şiirde
bir harf gibi değil, bir nefes gibi yer alır.
Bu şiir, görünürde insanı anlatır;
ama asıl kahramanı, sabırla bekleyen sevgidir.
Bir hasta başında duran o kadın gibi —
gözleriyle dua eden, elleriyle değil.
Orada, sessizliğin içinde öyle bir umut vardır ki
göğe çıksa yıldız olur, yere inse merhamet.
Kalburabastı Efendi Hazretleri şöyle derdi:
“Evlat, sevgi bazen konuşmaz.
Sadece bekler…
Ve beklerken bile şifa olur.”
İşte bu şiir, o bekleyişin dilidir.
Kelimeler öyle bir dizilmiş ki
her biri kendi harfinden ibaret değil;
bir felsefi nefes, bir iç secde taşır.
“Gönül yurdu” derken sadece kalbi değil,
insanın varlık yurdunu anlatır.
Çünkü sevgi, bu şiirde yalnız bir duygu değil,
yaşama ahlakıdır.
Ve nihayet:
Her mısrada, her dördüncü harfte,
şairin mühürü vurulur usulca.
O mühür, ne mürekkep taşır ne mülkiyet —
sadece sadakat taşır.
Okuyan görmez belki, ama hisseder:
Bu şiir bir kişiye değil, bir kökene,
bir ailenin duasına yazılmıştır.
Ve o kökenin adı bellidir:
Özbilge.
Kalburabastı Efendi bu noktada bastonuna dayanır, der ki: “Aile, şiir gibi okunmaz evlat,
Yaşanır… Ve bazen şair, onları harflerin altına saklar ki dünya bilsin: sevgiden soy tükenmez.”
O yüzden bu şiir yalnız bir metin değil,
bir soy defteri, bir gönül tarihidir.
Ve sonunda bir dua gibi biter:
“Her sokağın, her gönlün, her nefesin
sevgi olsun...”
Vecize-i Delibal
“Harfler susunca başlar hakikat.
Aile ise o sessizliğin en güzel cümlesidir.”
Etaplardan ders alarak, durum yaşatmalı anı
Güne merhaba deyince, zahmetli dem heyecanı
Ömür amel defterindir, uzak tut haramdan onu
Delillere uysun amel, rızkın boyu kısalmasın
Mutfağında pişirdiğin, aş, ocağın sevgi olsun
Dikenleri gül eylerler, her birisi hakkın dili
Ayar verir yürüyüşe, gösterirler doğru yolu
En birinci söz ehline, uyar kulların makbulü
Yıldızları gücendirme, mutluluğun azalmasın
Hedefine yürür iken, dayanağın sevgi olsun
Söz haklı kılmalı seni, zalimlere taraf olma
Hayallere can veren ol, masal peşinde kaybolma
Varlığının gereği bu, sevdiğinde uzak kalma
Sevilenden, canı üzen, yokluk kapına gelmesin
Meylettiğin her sofrada, doyacağın sevgi olsun
Tuttuğumuz aşk ipinde, göze konmasın endişe
Sözümüz yok sebeplere, yaklaştırsın doğru düşe
Gam rolünü veren kuvvet, ara versin yanlış işe
Çarkı felek gülsün yüze, özlem ciğeri delmesin
Şimal, Cenup, doğu, batı, dört bucağın sevgi olsun
Boynunu bükse de bahtın, kalbi yarla tıklayan ol
Acizliğin engel değil, hanı, yolu bekleyen ol
Zamanın her paydasında, Lale, Gülü koklayan ol
Toprağa mührünü vuran, aşk çiçeğin hiç solmasın
Bilinmezler denkleminde, düş şafağın sevgi olsun
Can figanla sarsılınca, sabrın gözünü korkutma
Nefesinin hakkı için, nefsine kumaş dokutma
Böyle öğren, böyle yaşa, kül altından sel akıtma
Ankadan çaldığın rolde, sırtında yük çoğalmasın
Tahtına çıktığın mülkte, giyeceğin sevgi olsun
Biri sana el açınca, verince ol müteşekkir
Sayfa sayfa yaz duvara, zorda koyar peşin fikir
Yüreğinle el vererek, görme garipleri hakir
Gün selam verirken sana, ruhun hiç darda kalmasın
Ömrünün her safhasında, gönül yükün sevgi olsun
Kulluğunun hakkını ver, fıtratınca ol vatandaş
Kaderin hükmü sürerken, ayağına değmesin taş
Hak yolunun temeli bu, tarih olsun, kavga, savaş
Bitmedikçe saltanatın, dert canı esir almasın
Yaşadığın memlekette, her sokağın sevgi olsun
Hüznün mutluluk vergisi, kanacağın sevgi olsun
Nur özünde karanlık yok, gören göze giz meydanda
Arıza çıkarsa beden, eza ecza, bir arada
Bir bayramdan daha fazla, huzurun sırrı burada
An biterken gurbet elde, can harama yönelmesin
Mutlak aşkı bulmak için, öz kaynağın sevgi olsun
Her gönülde sultan yatar, çöplükte gönül eğlenmez
İşlemeli beyne bunu, muhtaca umut bağlanmaz
Baharların hatırına, kadere kızıp ağlanmaz
Emrinden çıkmasın aklın, şeytan fikrini çalmasın
Söylerim ellere her gün, tapınağın sevgi olsun
Bazen değil her fırsatta, ölmeden sırattan geçin
Simsiyah olsa geceler, etrafa gülücük saçın
İncitmeden baki yıllar, Yaşanmayan günler için
Alın yazın gülsün gözden, kanlı yaşlar boşalmasın
Ey Delibal gözlerinden, sağanağın sevgi olsun
DELİBAL
5.0
100% (14)