21
Yorum
31
Beğeni
5,0
Puan
218
Okunma

“Bir kelime bir ömre denk düşer bazen,
Ve bir mısra, milletlerin suskun tarihini fısıldar.
İşte o anda konuşan şairdir,
Ve duyan: yüreğinde hâlâ kıyamet taşıyan insandır.”
Bu satırlar, sadece bir önsöz değil;
Kendi karanlığına mum yakmaya çalışan şairlerin,
Birbirine gönderdiği selamdır.
Zamanın zembereği bozulmuşken,
Bir çağın suskun harfleri arasında
Kendine yer arayan kalemlerin fısıltısıdır bu yazı.
Biz şairler…
Gecenin çocuğuyuz çoğu zaman.
Bir harfin ucunda sabaha direnir,
Bir kelimenin ardında saklı kalırız.
Söz bize verilmez;
Biz sözü çağırırız,
İçimizin en sessiz yerinden.
Ey kelimeye eğilen şair kardeşim,
Seninle aynı menzilin yolcusuyuz biz:
İnsanlığın unuttuğu merhameti,
Tarihin unutturmak istediği hakikati,
Bir mısra gibi yerleştiriyoruz zamanın sinesine.
Seninle tanışıklığımız bir masa başı değil,
İkimizin de kalbini delen aynı sızı,
Gözümüze dolan aynı karanlık,
Ve içimizden geçen aynı kıyamet…
Bizi kardeş kıldı.
Bu, bir yürek çağrısıdır:
Şairden şaire değil yalnızca,
Susmuş gönüllerden yitik kelimelere,
Mazlumdan mazluma,
Ve Allah’a adanmış mısralardan
Milletin uyanışına kadar…
Ey kelâm ehli,
Ey gönül eri,
Kalemin gitsin hakikatin izinden.
Bir mısra bir milletin sabrına su olur bazen,
Bir dize, bir nesli diriltir.
Yaz, çünkü sustuğun zaman
Sadece sen değil,
Ümmetin vicdanı susar.
Şairden şaire selam...
Dizelerinle çağları aşan bir dirilişe vesile olasın.
Kalemin sır, kelimen bayrak olsun.
Ve şiirin, zamanın alnında açan bir gül gibi dua kalsın…
SEVGİ ŞAİRİ
5.0
100% (20)