6
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
153
Okunma

Poetika – “Kayıp İlanım”ın Yazılış Gerekçesi
“Kayıp İlanım”, bir başkasına serzeniş olsun diye değil, kendini resmen kayda geçirmek için yazıldı.
Bu şiir, insanların verdiği hükümlerin, rollerin, etiketlerin içi boşaldığında; alkışın da, yerginin de hükmünü yitirdiği bir eşiğin ardından doğdu. Uzun bir zaman boyunca emek, sadakat, sevda, dava, insanlık adına ne varsa yüklenmiş bir ruhun; sonunda dönüp kendine, “Benim üzerime kurdukları bütün bu hükümler artık geçersizdir.” deme ihtiyacından doğdu.
“Kaybolan nedir?” sorusuna cevap ararken anlaşıldı ki kayıp; ne bir sevgili, ne bir şehir, ne bir makamdır. Kayıp olan, kendisini başkalarının terazisine teslim etmiş eski bendir. Bu şiirde her kıtanın sonunda tekrarlanan “hükümsüzdür”, işte bu yüzden bir yenilgi cümlesi değil, bir fesih beyanıdır: Yanlış bağların, yanlış beklentilerin, sahte onayların iptali.
Şiir, iç hesaplaşmasını susturmak yerine kayıt altına almanın cesaretiyle yazıldı. Başkalarının vereceği kararı beklemekten yorulmuş bir yüreğin, kendi dosyasının en altına kendi mührünü basma girişimidir bu:
“Bu şartlarla yaşattığınız ben, artık yürürlükten kalkmıştır.”
“Kayıp İlanım”, kimseye ilan aramaz; birinin dönüp bulmasını beklemez. Tam aksine, kayıp olduğunu ilan ederek özgürleşen öznenin metnidir. Eski benliğini hükümsüz kılarak, yeni bir iç hakikate yer açma iradesinin şiir hâlidir.
Canı hoşnut etmeye, neler neler düşlerken
Acınacak duruma, gelmişim hükümsüzdür
Gözlerimde hüzünler, dans etmeye başlarken
Ağlanacak halime, gülmüşüm hükümsüzdür
Başımı taştan taşa, çalmışım hükümsüzdür
Yolun ciddiyetini, ruhuma takınırken
Kaybettiğim savaşın, hükmüne direnirken
İnleyen bülbüllerin, derdiyle dertlenirken
Baldıranı bal diye, bilmişim hükümsüzdür
Gün görmemiş belayı, bulmuşum hükümsüzdür
Yaşanacak anları, senelere saklarken,
Beni benden edeni, bedene yasaklarken
Cümle günahlarımı, birer birer aklarken
Örs, çekiç arasında, kalmışım hükümsüzdür
Her anım vurgunlarla, dolmuşum hükümsüzdür
Vuslatın perdesini, ellerle aralarken
Kaybolan umutları, makbere sıralarken
Müflis tüccar misali, maziyi kurcalarken
Yalan dünya ben senden, yılmışım hükümsüzdür
Aşkın önünde köle, olmuşum hükümsüzdür
Yolların asisinden yüzü hüzün sararken
Şafaklarda kaybolup, tan vaktini ararken
Yıldızları söndürüp, açarken düşe yelken
Gecelerin hakkını, bölmüşüm hükümsüzdür
Şeytanların aklını, çelmişim hükümsüzdür
Kaf Dağı’na yol bulup, mana katarken cana
Cemalinden gül çalıp, başlarken heyecana
Sakarya’dan el alıp, uzanırken ummana
Aynaya baktığımda, ölmüşüm hükümsüzdür
Has bahçenin gülüyken, solmuşum hükümsüzdür
Koyar iken hayatî düşlerimi yoluna
Bırakmadan kararı asla nefsin eline
Aynada saklı sırdan, Delibal’ın soluna
Gariplik sıfatını, almışım hükümsüzdür
Derin düşüncelere, dalmışım hükümsüzdür
DELİBAL – Celil ÇINKIR
5.0
100% (15)