15
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
172
Okunma

MAVİYE ÇIKAR YOLUM — POETİKA
Bu şiiri, yenilgiyi değil
yenilmemeyi bilen bir yürekle yazdım.
Kalbim yoruldu belki,
ama hiçbir zaman pes etmedi;
zira ben kaderin değil, kaderle yürüyüşün şairiyim.
“Mavi”yi renk diye seçmedim.
Mavi benim için
göğün kapısı, sabrın menzili,
kul olmanın en sessiz zaferidir.
Her kıta, yokuşta nefesini düzenleyen bir yolcu gibidir.
Kırılmadım demem;
kırıldım, fakat kırığımdan ışık sızdırmayı öğrendim.
Kardelen gibi çıktım karın içinden;
soğuğa küsmedim,
çünkü kışa sabretmeyenin baharı olmaz.
Sözüm hayale değil, hakikate yürüyor.
Turna benim hayvanım değil —
sırlı yoldaşım.
Göçün değil, dönüşün müjdesidir.
Aşk benim için sığınak değil;
imtihan meydanıdır.
Yar yaraşmazsa sevda değildir;
yanmayan gönül de gönül değildir.
Ben bu dizelerde
şans aramadım, şikâyet de etmedim.
Ben helâl yürüyüşün sesini aradım.
İnsan, gurbetin yüküyle çökebilir
ama gönül eğilmeden yürürse
Allah yolunu açık eder.
İşte onun için yazdım bu şiiri:
Kimseler duymasa da,
sevgim karşılık bulmasa da,
zafer silkelenmese de omuzlarıma;
Ben yolun hakkını veririm.
Çünkü bilirım;
yol emanet, yürümek şeref,
varmak Mevla’ya kalmış.
Ben Delibal’ım.
Tatlılık değil iddiam;
uyanış, çarpış, titreyiş, idrak...
Sarsarım ki uyansın kalp.
Ve son mısrada nişan durur:
El aldım — dünyadan değil,
sabırdan, çileden, Hakk’a darb-ı meselden…
Bu şiir, göğe hece hece uzanan bir seferdir.
Ben maviyi boyamadım;
maviye çıktım.
Ben bu şiiri yazarken yalnız heceleri saymadım;
sadakati de saydım.
Her dizeye bir sır,
her heceye bir nefes,
her 11. harfe bir isim koydum.
Çünkü şiir, sadece kelime değildir;
niyetin kıblesi, yüreğin şahididir.
Ben, satırın görünen yüzünü değil,
görünmeyen damarını inşa ettim.
İsmin gölgesi yok burada—
ismin izi var.
Her mısrada 11 adım yürüdüm,
on ikinci adımı kalbime sakladım.
Bu yüzden bu şiir okunmaz sadece;
çözülür, keşfedilir, yakalanır.
Şair susar bazen ama şiir susmaz;
yol nereden gelindiyse orayı mühürler.
Benim maviye yürüyüşüm, kelimeden ibaret değil; sadakatle kazınmıştır.
İsimler görülsün diye değil,
emanet bilinsin diye gizlendi.
Çünkü bazı selamlar yüksek sesle verilmez;
harften harfe, gönülden gönüle taşınır.
Ve ben bilirim:
Sır, kalbi olanın hakkıdır.
Giz saklı durdukça, şiir nefes almaya devam eder.
Onun için bu şiir, sadece yazılmadı—
işlendi, işlendi, işlendi…
Bir kilim gibi,
bir sır gibi,
bir dua gibi.
Maviye çıkan yol,
göğe doğru değil;
gönlün özüne doğru açılır.
Ve ben o özden geldim,
o özle yazdım,
o özde mühürlendim.
“Yol görünende değil, gizlenendedir.” Delibal
Yüreğimde görkemli gama verip selamı
Kardelen düzeniyle sevgiye çıkar yolum
Derdimizle dertleşip, seyrederek k/âlemi
İsmimiz hak ederse, sevi’ye çıkar yolum
Gamzelerin nağmesi, sarhoş eder zilzurna
Düşlerimin ön sözü, hayata katar mana
Gölgemizi izlerken, yakışan bu insana
Kibirden ar duyarım, saygıya çıkar yolum
Özde enfes gerçeğim, Rahmanın armağanı
Mutluluğun miladı gözler ağartır tanı
Eğer varsa bir umut, yaşamak için anı
Sırdaşım turnalarla, geziye çıkar yolum
Yelkovan sevildikçe, gecem sabahsız olmaz
Çakırkeyif edilsem, can yükü cana dalmaz
Vurgunlara dur dense, düşlerim öksüz kalmaz
Anka’nın rüyasınca, maziye çıkar yolum
Geçirip fırtınayı, gecenin siyahından
Sürgünlere rest çekip, Mansur’un dergâhından
Yâr oldukça aklımda, çile talimgâhından
Kaderin yol mimarı, iyiye çıkar yolum
Hüznümün edasına, isyan etmez kanarım
İlkbahar gözlerimde, cemre düşmüş pınarım
Yazımın potasında, niyetimi sunarım
Ölülerden anlamam, Gaziye çıkar yolum
Sözüme dönük öze, ham hayal getirmedim
Göğü arşınlatsa da sabrımı bitirmedim
Sevdiğim duymasa da, umudu yitirmedim
Düşlerimin aması diziye çıkar yolum
Denizleri yakarken buz tutmuş sokağımdan
Yâd ederken ismini, aşk damlar dudağımdan
Hiçliğin gölgesinde, gariplik batağımdan
Gönlüme döşediğim, kişiye çıkar yolum
Varlığımın son sözü emelime can verir
Dil üzmezi dileyen, cana heyecan verir
Varlığından utanan eşsiz armağan verir
Delibal’dan el aldım, maviye çıkar yolum
DELİBAL – Celil ÇINKIR
5.0
100% (15)