0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
48
Okunma
Üstesinden geldikçe,
Daha fazlası düştü omuzlarıma,
Her direnişim, bir yara daha açtı,
Beni yıpratan, kıran, savuran hayat.
Yoruldum;
Gözlerimde taşıdığım o sessiz acıyla,
Kendi ellerimle ördüğüm bu yalnızlıkta,
Sustum, çünkü anlattıklarım
Duyulmayan bir çığlık gibi.
Sen, hayat,
Beni zorlarken düşündün mü hiç?
Kırgınlığımda bir ben kaldım,
Kırdığın ne çok şey vardı,
Ve ben hâlâ ayakta,
Ama yorgunluğum, sızım sızım kanıyor.
Bir gün, belki anlarım seni,
Ama bugün,
Bugün sana kırgınım;
Çünkü hep daha fazlasını istedin,
Beni hiç gerçekten dinlemeden.
Ve şimdi,
Kırgınlığımın kıyısında duruyorum,
Sessiz, kırık ve biraz da kayıp.
Her sabah yeniden başlıyor bu savaş,
Gözlerimde düşlerin külleri,
Kelimeler suskun, kalbim yaralı,
Ve ben yine yalnız,
Yeniden kendimle hesaplaşırken.
Sana kırgınım, hayat,
Bir nefes huzur vermedin bana,
Sahipsiz bıraktın umutlarımı,
Ve en derin yaralarımı
Görmezden geldin,
Belki de senin için bu oyun,
Benim için ise yitik bir masal,
Ama bil ki,
Bu kırgınlık, bu yorgunluk,
Bir gün sessiz çığlığa dönüşecek,
Ve o gün,
Artık susturulamayacak.
Şimdi sadece biliyorum,
Üstesinden geldikçe daha ağır yükler bindi omuzlarıma,
Ama yine de ayaktayım,
Çünkü kırgınlıklarımda saklı bir güç var.
Bazen gecenin karanlığında,
Sessizce ağlarım, kimse bilmez,
Kırgınlıklarımın altında ezilen,
Bir parça ben, kaybolmuş ben.
Yalnızlığımın içinde yankılanır,
Sessiz bir ağıt gibi içimde,
“Sana da kırgınım,” derim kendi kendime,
Çünkü bu hayat, en çok beni yordu.
Elimden kayan anılar,
Beni bırakıp giden düşler,
Ve her defasında yitip giden umutlar,
Hepsi bir bir sayılıyor içimde.
Ama pes etmek yok,
Çünkü hala bir yerlerde,
Yaşanacak güzel şeyler var,
Kırgınlığın altında saklı kalan umutlar.
Yine de,
Sana kırgınım hayat,
Çünkü her yüklediğin acıda,
Biraz daha kayboldum ben.
Gözlerimde biriken yaşlar,
Söyleyemediklerimin sessiz çığlığı,
Her düşüşümde, yeniden kalkarken,
Yaralarım kabuk bağlamadan kanıyor.
Sana kırgınım hayat,
Çünkü bekledim bir dokunuş,
Bir anlayış, bir nefes,
Ama hep boşlukla doldu ellerim.
Öğrendim sabretmeyi,
Ama sabır dediğin,
Yaraları sarmaktan çok,
Sessizce kanatmakmış meğer.
Yine de,
Kırgınlığımın içinde saklı kalan,
Bir güç var,
Yeniden doğmak isteyen,
Yükselen bir ben.
Ve belki de,
Bu kırgınlıklar,
Beni ben yapan,
Kırk yıllık bir dost gibi.
Ve şimdi,
Kırgınlığın en derininde duruyorum,
Yorulmuş, bitkin, ama dimdik ayakta,
Çünkü her yara, her acı,
Beni yok etmedi,
Sadece daha güçlendirdi.
Sana kırgınım hayat,
Ama vazgeçmedim senden,
Çünkü biliyorum,
Karanlığın ardından mutlaka
Bir ışık doğacak yeniden.
Yorgun ellerimle tutuyorum umutlarımı,
Ve sessizce fısıldıyorum kendime:
“Her kırgınlık, bir başlangıçtır aslında,
Ve ben,
Yeniden yürümek için güç bulacağım.”