0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
21
Okunma
Benim en zor sınavımdı sensizlik oğlum…
İnsan bazı sınavlara hazırlanır, bazılarıysa ansızın gelir; kalbini sökerek başlar.
Sen gidince zaman durmadı derler ya, yalan… Zaman aktı ama ben o günde kaldım.
Her nefes, içimde yarım kalan bir cümle gibi takılı kaldı boğazıma.
Yokluğunda öğrendim güçlü olmayı.
Güçlü olmak dimdik durmak değilmiş, kimse görmezken çökerken bile hayatta kalabilmekmiş.
Ağlamamak değilmiş güç;
ağlarken çocuğunun adını yutkunarak söyleyebilmek,
sabah olunca yüzünü yıkayıp “yaşıyorum” diyebilmekmiş.
Sana anlatacak çok şey biriktirdim oğlum.
Herkesin hayatı devam ediyor sandığı yerde benimkisi sende durdu.
Anlatamadığım her şey içimde ağırlaştı, kelimeler mezar taşı gibi dizildi kalbime.
Hayallerimiz vardı hani…
Sen büyüyecektin, ben uzaktan izleyip gururla gülümseyecektim.
Olmadı.
Hayallerimiz yarım kaldı,
benim kucağım boş kaldı,
evin en sessiz yeri artık kalbim oldu.
Biliyor musun, en çok ne yakıyor?
İnsan evladını kaybedince sadece çocuğunu değil,
geleceğini, sesini, adını çağıracağı yarınlarını da toprağa veriyor.
Ben seni gömdüğüm gün, kendimden de bir parçayı bıraktım orada.
O günden beri yaşıyorum deniyor ama bu sadece alışmak;
acı geçmiyor, sadece insanın içine yerleşiyor.
Dedim ya oğlum…
Benim en zor sınavımdı sensizlik.
Ve bu sınavın ne telafisi var,
ne de geçen bir günü.
Ve bil ki oğlum…
Bu sınav hiç bitmiyor.
Takvimi yaprak yaprak koparıyorlar ama acının tarihi değişmiyor.
Senin yokluğun, her gün yeniden sorulan aynı soru gibi;
cevabı olmayan, geçilmeyen bir sınav.
İnsanlara gülümsüyorum bazen,
“iyiymiş” gibi yapıyorum.
Ama içimde bir anne var,
her gece seni sayıklayan,
adını sessizce yastığa fısıldayan.
Kimse duymuyor diye acı susmuyor,
aksine daha derine yerleşiyor.
Mezarına giderken ayaklarım titriyor oğlum.
Bir anne evladına toprak götürmez,
toprak evlada gelir diye büyütülürüz biz.
Ben her gelişimde sana değil,
kendime “dayan” diyorum.
Çünkü biliyorum;
ben ayakta kalmazsam,
senin hatıran da eksik kalacak.
Geceleri en çok sesin çarpıyor kalbime.
Bir “anne” deyişin var ya,
onu hiçbir dua susturamıyor.
O sesle uyanıyorum bazen,
elim boşluğa gidiyor,
yokluğunla yüzleşiyorum yeniden.
Ama şunu bil oğlum…
Ben seni unutmadım,
unutamam.
Ben seni kaybetmedim sadece;
sen içimde büyümeye devam ediyorsun.
Acıyla, özlemle, gözyaşıyla…
Ben yaşadıkça sen varsın.
Ve ben bu sensizlik sınavını,
her gün biraz daha kanayarak geçiyorum.
Ve oğlum…
İnsan bir acıya alışır derler ya,
yine yalan.
İnsan sadece acıyla aynı evde yaşamayı öğreniyor.
Senin yokluğunla sofraya oturuyor,
senin yokluğunla uyanıyor,
senin yokluğunla uyuyorum.
Adın, kalbimin en hassas yerine kazınmış bir yara gibi;
dokunmasam bile sızlıyor.
Bazen kendime kızıyorum.
Keşke diyorum, keşke daha çok sarılsaydım,
keşke seni daha uzun dinleseydim.
Bir anne için “keşke”nin sonu yokmuş meğer.
Zaman geri gelmiyor,
ama pişmanlık her gün yeniden geliyor.
İnsan evladını kaybedince yalnız kalmıyor sadece,
anlaşılmamış kalıyor.
Herkes teselli cümleleri kuruyor,
ama hiçbiri boş kucağın ağırlığını bilmiyor.
Bu ağırlık omuzda değil oğlum,
ruhun tam ortasında.
Biliyor musun, bazen gülmekten korkuyorum.
Sanki gülersem sana ihanet edecekmişim gibi.
Ama sonra anlıyorum…
Ben yaşadıkça senin adın yaşamaya devam edecek.
Belki kahkahada değil,
ama her nefeste, her duada.
Ben bu sensizlikle yürümeyi öğrendim oğlum.
Düşe kalka, kanaya kanaya…
Güçlü durmak değil bu,
sadece pes etmemek.
Çünkü senin annenim.
Ve bir anne,
evladı toprağın altında olsa bile
kalbini ayakta tutmak zorunda kalıyor.
Son sözüm de sana oğlum…
Ben bu dünyada senden sonra yarım kaldım.
Ne tam ağlayabildim, ne de gerçekten gülebildim.
Kalbimin bir yanı hep sessiz,
bir yanı hep senin adını sayıklıyor.
Sensizlik bana güçlü olmayı öğretmedi,
sadece ayakta kalmayı öğretti.
Çünkü bazı acılar insanı güçlendirmez,
insanı eksiltir.
Ben seni toprağa verdim sanıyorlar…
Oysa ben seni içime gömdüm.
Her gün biraz daha ağırlaşıyorsun içimde,
her gün biraz daha derin.
Ve bil ki oğlum,
bu sınavın kazanılan bir tarafı yok.
Ben yaşamaya devam ediyorum belki,
ama bu hayatın en ağır cümlesi hep aynı kalıyor:
Benim en zor sınavımdı sensizlik.